Stuff

Yapay zekalar dünyayı ele geçirebilir mi?

Matrix öyle diyor, Terminator’de olanlar da ortada. Peki, yapay zekalar gerçekten dünyayı ele geçirip, insanları köleleştirebilir mi? Mavi ekran verdi diye tekmelediğin bilgisayarın içten içe “0 döner, 1 döner; format gelir sistem döner” diyor olabilir mi? 

[one_half]

Geçtiğimiz günlerde Turing Testi’nin (yapay zekanın insan kadar akıllı olması testi) geçildiğinin iddia edilmesi sonrasında profesyonel komplo teorici arkadaşlarla bir araya geldik ve gerçek hayattaki rol ihtiyacımızı karşılamak ve kendimizi önemli hissetmek için ipe sapa gelmez şeyler söyleyip “tabii abi, tabii, tabii” dedik. Turing Testi aslında geçilmedi. “13 yaşımdayım, Ukraynalıyım” diyen bot, karşı tarafı şartlandırmış ve inandırıcılığını artırmıştı. Bu şekilde bir parametre olmadığı zaman gayet gerzek bir bot olduğu ortaya çıkıyor. Yapay zekanın alacağı daha çok yol var. Şu an ürettiğimiz cihazların algılayıcıları zaten insanınkinden daha iyi. 520 MP çözünürlükte gören gözümüze karşı Gigapiksellik kameralar, 20 Hz ve 20 kHz arasındaki sesleri duyabilen kulaklarımıza karşı daha geniş bir yelpazede ses algılayabilen mikrofonlar derken, makinelerin tek eksiğinin beyin olduğunu söyleyebiliriz. Amnesia serisiyle ünlü Frictional Games’in son oyunu S.O.M.A’da bu şekilde bir bilinç aynalaması oluyor. Makine, makine olduğunun farkında değil, insan olduğuna diretiyor. Ayağa kalkınca ne görüyorsun sorusuna yalan yanlış cevaplar veriyor, yanlışı yüzüne (anakartına) vurulunca da çirkeflik, çiğlik yapıyor. Yani, ihtiyaçları olan bilince ve beyne, anca bu şekilde bire bir kopyalanarak erişebileceklerini düşünüyorum. Ona da 40 TB hard disk sektörü yemeliler. “İnsanlığı yok ediyorum çünkü savaşlarla, para ve güç aşkıyla birbirinizi yok edeceksiniz” diyecek soğuk, duygusuz ama düşünebilen bir makine olmayacak. İnsandan akıllı olacak makine, en az insan kadar çiğ ve şımarık olacak. Ona da makine değil, dayaklık velet deriz.

[/one_half]

[one_half_last]

İnan Kaan, burada da senle kapışmak isterdim ama her yorum bölümünde karşıt görüşlü olmak zorunda olmadığımızı düşünüyorum. Daha kendini anlamamış bir canlı türünün, kendi yarattığı bir sistem veya makinenin kendini geçeceğini ve ona hükmederek yaşadığı habitatı yok edeceğini düşünmesi tam da biz insanların egosuna yakışır bir şey. “İnsanlığı yok ediyorum çünkü savaşlarla, para ve güç aşkıyla birbirinizi yok edeceksiniz” diyecek bir makine veya sanal beyni sadece eğlence sektörü yapımcıları kurguluyorlardır. Aklı başında bir biliminsanının böyle bir gelecek çiziyor olabileceğine inanmam. İş bundan daha derin de olsa, Google’ın X Lab biriminin 2012’de YouTube içerikleri üzerinden yaptığı bir deney neticesinde, video ortamlarında, hakimiyetin insanlarla birlikte kedilerde olduğunu anladı. İleride benzer bir sistem, tehdit taraması için interneti taradığında evcil hayvanları, bizlerle aynı sıraya koyup, katliama belki de kedilerden başlar. Şeytani robot ve bilgisayar fikrini harika bir bilimkurgu teması olarak gönlümüzün, kafamızın en güzel köşelerinde taşıyalım ve insanlığın ve gezegendeki hayatın sonu üzerine insan hatalarına ve egosuna dayalı daha gerçekçi planlar üzerine yoğunlaşalım derim tabii bu konuya kafa yoranlar için. Şahsen dünyanın sonu ile hiç ilgilenmiyorum, benden sonrası tufan. Yapay zeka konusundaki ilgim de oyunlar özelinde yoğunlaşıyor. Forza 5’te ortaya konan Drivatar fikri iyi olsa da uygulamada yetersiz kalıyor. Senin oynayışına, taktiğine karşı önyüklü taktik ve tedbirlerden farklı aksiyonlar geliştirebilen yapay zekalar benim gündelik hayat ile ilgili en iştahlı beklentim.

[/one_half_last]