Google’ın Spotlight Stories Pearl projesinde yer alan ve günümüzün en önemli teknolojilerinden VR’ı ustaca kullanan Tuna Bora ile konuştuk. İzel Özten
Bize biraz kendini anlatarak başlayabilir misin? Sektöre nasıl adım attın?
İstanbul’da doğup, liseyi İzmir’de okuduktan sonra Otis College Of Art And Design’da Bachelor of Fine Arts diplomamı almak adına Los Angeles’a taşındım. Hala burada çalışıyor ve yaşıyorum.
Okuldayken stajlar ve ufak tefek tasarım işleriyle uğraştım, animasyon ve reklam şirketlerinde çalıştım. Okul sonrasında birçok prodüksiyon şirketinde çalıştım. Seneler içerisinde Sony Pictures Animation, Rock Paper Scissors, Nickelodeon, Google ve Disney gibi şirketlerde oyun, film, uzun metraj ve televizyon alanlarında animasyon ve editoryal illüstrasyon, tasarım ve sanat yönetmenliği yaptım.
İlham kaynakların nedir?
İlham kaynaklarım benzer çalışmaları olan sanatçılar yerine genelde okuduğum, gördüğüm ve ilgi gösterdiğim alanlardan geliyor. Bunun dışında proje bazında araştırma yaparken beklenmedik kaynaklara ulaştığım oluyor. Benim için gerçek hayattan esinlenerek yaptığımız çalışmayı hakiki kılacak, fikir ve hikayelere derinlik katacak kavramlar ve tasarımlar bulmak, arkasında anlam taşımayan şirin veya havalı görüntülerden daha çok önem verdiğine inandığım için bu tarz ilham kaynaklarına yöneliyorum.
Google’ın Spotlight Stories, Pearl projesine ne zaman ve nasıl dahil oldunuz? Projede rolünüz nedir?
Bu kısa filmin yönetmeni Patrick Osborne bana bir önceki projesi bitmeden önce ulaşıp bu proje için prodüksiyon tasarımcısı rolünü almak isteyip istemeyeceğimi sordu. Konu hakkında fikir üretmeye ve projeyi düşünmeye 2 gün sonra başladım.
Böyle bir projenin ve yeni teknolojiyi kullanmanın zorlukları ya da kolaylıkları neydi?
Pearl, başka animasyon prodüksiyonlarına kıyasla inanılmaz derece zorlayıcı bir gidişata sahip. Daha önce Spotlight Stories’den çıkmış olan başka projeler ne kadar başarılı olsa da bu projeler için bulunmuş olan çözümler Pearl’e uyarlanabilecek nitelikte değildi. Elimizde çok yetenekli bir takım vardı ve bizim için yeni yöntemler ve programlar için eklemeler yaptılar. Böylece hem sıfırdan bir gidişat yaratmak, hem teknolojik kısıtlamaları yaşatabilecek bir dünya tasarlamak, hem de VR için çözülmemiş soruları ele almamız gerekiyordu.
Bizim için en büyük kolaylık, Google’ın yaratıcı açıdan hikaye ve tasarımlara son derece saygı göstermesi oldu. Hem yaratıcı özgürlük açısından, hem de yarattığımız hikaye ve dünyanın hakkını verebilmek için gece gündüz çalıştılar. Bize programların kapasitelerini açıklayıp yine de isteklerimiz için bu kapasiteleri genişlettiler. “Hayır” demek yerine “Nasıl yapabiliriz?” diye soran, çok nadir bir şirketimizin olması, bilinmeyenlerin ağırlığını olabildiğince kaldırdı.
Sizce VR teknolojisi sinema, animasyon ve sanat dünyasını nasıl değiştirecek?
Sanat dünyasında gerçekten beklenmedik çalışmalarla karşılaşacağımıza inanıyorum. Sanat tarihinin hem kişisel hem de toplumsal olarak çevreye ulaşmasının uzun bir gelenek ve önemli bir mesajı olduğuna inanıyorum. Yeni bir yöntemle bu yaklaşımı gerçekleştirebilecek birçok sanatçı olduğunu düşünüyorum.
VR için animasyonun filmden daha mantıklı olduğunu ama oyunların ve experience tasarımın ikisinden de daha başarılı olabileceğine inanıyorum.
“Geleneksel sinemanın sonu geliyor” gibi bir yorumda bulunur musunuz yoksa sanal gerçeklik sinema için sadece geçici bir aşama mı?
Sinemanın önemini bir salon içerisinde film izlemektense başarılı bir kurgu içerisinde bir fikir ve hikaye iletişimi olarak görüyorum. Teknoloji ne kadar değişse de başarılı bir kurgu kuramadığınız zaman tek başına bir cazibesi olmadığını düşünüyorum. Film yaratma geleneğinin teknolojik açıdan ancak detay bazında değişeceğini düşünüyorum.
Türkiye sanal gerçeklik teknolojisine adapte olabilecek mi? Son dönemde birçok yeni start-up ortaya çıkıyor. ABD’den ne gibi farklar var?
Türkiye’de VR Start-up’ları hakkında detaylı bir bilgim yok ne yazık ki. VR teknolojisi daha kabul edilebilir bir maliyete düşene kadar Amerika’da da çok yaygın olarak kullanabileceğini düşünmediğimden, en azından bir müddet Türkiye’den büyük bir farkı olamayacağını tahmin ediyorum. Meraklıları bu teknolojiye yatırım yapsalar da şu anda çok geniş bir ürün seçeneği yok. Dolayısıyla ileride çıkacak ürünlerin bu markette yaratacağı etkiyi görmeyi ben de merakla bekliyorum.
Bu projeyi Türkiye’de geliştirseydiniz aynı oranda bir başarıyı ya da tanınabilirliği yakalayabilir miydiniz?
Projeyi geliştirdiğimiz yerden çok imkanların genişliğinin fark yarattığına inanıyorum. Bu devirde istediğimiz yerden çalışabiliyoruz, dolayısıyla imkanlar eşitse teknik olarak benzer bir projeyi Türkiye’de de geliştirebilirsiniz.
Çizim ve tasarım yaparken hangi teknolojik cihazları kullanıyorsunuz? Marka ve model alabilir miyiz?
Dijital çalışmalar için hala yıllar önce almış olduğum vefalı Wacom Intuos 3 tabletimi kullanıyorum. Bilgisayar olarak ya MacBook Pro laptop ya da bir iMac kullanıyorum. Ancak kullandığımız bilgisayarların Apple ürünleri olması gerektiğini hiç düşünmüyorum.
Her an kullandığınız ve yanınızdan ayırmadığınız uygulamalar nelerdir?
Genellikle kağıt üzerinde çalışmayı veya Photoshop kullanmayı seçiyorum. Çalışmaları internet üzerinden yayınlamak için Instagram, Facebook ve Tumblr, not tutmak ve kısa yazı yazmak içinse Evernote’u kullanıyorum.
Geleneksel pastel boya ya da kuru kalem kullanıyor musunuz?
Genel çalışmalarımda guaj, mürekkep, karbon, karakalem, suluboya ve arada sırada pastel kullanmaktan hoşlanıyorum. Bu seçimler proje bazında değişiyorlar.
Yakın gelecekte pastel boya, guaj boya ve kara kalemin yerini tabletler ve diğer çizim enstrümanları alacak mı?
Prodüksiyon bazında tabletler pratiklikleri nedeniyle geleneksel materyallerin çok önüne geçmiş durumdalar. Ancak tanıdığım birçok sanatçı özellikle kendi çalışmalarında hala sevdikleri enstrümanları kullanıyorlar. Güzel sanatlar genelinde tabletlerin çok geniş bir etkisi olmadığını düşünüyorum.
Sanal gerçeklikten sonra şu teknoloji gelir gibi bir fikriniz var mı?
VR’ın kardeşi AR’in yavaşça ortaya çıkışını gözlüyoruz. Bu sene Google I/O’da, yine bizim departmanımız Google ATAP’in geçen sene açıklanan AR konulu Proje Tango’sunun kullanıldığı bir oyun yaratıldı. Ayrıca Project Soli, radar dalgası kullanarak elektronik cihazları daha organik bir şekilde kontrol edebilecek bir sistem geliştirdi. Geliştirilen teknolojinin ötesinde bu teknolojiyi kullanarak geliştireceğimiz ürün ve servislerin başarı ve kullanış alanlarının hayatımıza daha direkt bir etkisi olacağını düşünüyorum.
Bu yazı Stuff Temuuz 2016 sayısında yayımlanmıştır.