Stuff

Sinemada yenilik iyi mi?

Film şirketleri, sinema salonlarına seyirci çekmek için teknolojik yenilikler yapıyorlar. İnsanlar, ‘tasfiyeciler’ (adlarından belli) ve yenilik yanlıları olarak bölündüler. Tasfiyecileri Erhan Acar, arada derede kalanları Volkan Öztürk ve yenilik yanlılarını ise Kaan Kayar temsil ediyor.

SİNEMADA YENİLİK İYİ Mİ?

[one_third]

Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit kitaplarıyla büyüdüm. İlk üçleme çıktığında, bir hafta boyunca uyku tutmamıştı, yerimde duramamıştım. Geçtiğimiz ay, LG’deki dostlarımız Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları’nın öngösterimi için davetiye yolladılar. Hobbit’in ilk filmini, 48 fps dalaveresi yüzünden, ağlaya ağlaya izlemiştim. Belki bu sefer olur dedim ve soluğu salonda aldım. Olmadı… Mide bulantısı bir yana, devasa Hollywood yapımları, 23,97 fps’nin üzerinde olunca, el kamerasıyla çekilmiş havası veriyor. Güzel makyaj malzemeleri olan birinin doğum günü partisini izler gibi oluyorum. Üç boyut mevzusu da canımı sıkıyor. Gözlüğü taksan karanlık, takmasan bulanık. Nereye tüküreyim, şaşırdım. Bu teknolojik dalavereleri sevmeyen insanlar için farklı seçenekler olmalı. Yediğim patlamış mısırı, filmin ortasında kusmak istemiyorum.

[/one_third]

[one_third]

Görüntünün, alışılandan akıcı olması, benim için de büyük bir sorun. ‘Yol tutması’ denilen illetten muzdarip biri olarak, ben de kötü oldum. Bir süre sonra baş ağrısı yarattı. Üç boyutlu filmleri seviyorum. Gözlük, bir süre sonra sıkıntı yaratıyor ama verdiği benzersiz deneyim için değer. Kararma sorunu, tüm 3D biçimlerinde var. Salonda, ön taraflarda oturmamak lâzım. Sinemada teknoloji iyidir. Yakında, Dolby Digital’ın, Atmos adı verilen, 128 kanallı ses biçimi çıkacak. Şimdiden, 97. kanaldan gelecek, “o kadar farklı sese ne gerek var, 5.1 neyinize yetmiyor?” isyanlarını duyar gibiyim. Filmde, ‘balkondan kavgaya atlayan Adanalı adam’ gibi bir karakter varsa, arabanın göçme sesinin, yukarıdaki hoparlörlerden gelmesini isterim. O ses sistemiyle, kaliteli bir korku filmi izlediğini düşünsene?

[/one_third]

[one_third_last]

Sinemanın ilk yıllarında filmler, 12 ilâ 16 fps arasında çekiliyordu. Şimdi görsen, korsan kopya sanırsın. 23,97 fps, standart hâline gelirken, insanlar ‘gereksiz, istemezük’ diyorlardı. Bakın, şimdi ne oldu… Bana şakayla karışık, ‘haydi oradan, terakkiperver’ desen de, senin gibi eski kafalara farklı seçenekler sunulması taraftarıyım. Sen de, azınlıkta olduğunun farkına varmalısın. Üç beş kişinin gittiği seans, ne yazık ki yapılan ekstra masrafı karşılamayacak. Piyasa böyle işliyor. Televizyon üreticilerine gidip “Nerden çıktı 4K, haydi oradan!” diyor musun? Bunlar, büyük teknolojik gelişmeler. Film şirketlerinin, savaşması güç, korsan gibi büyük bir düşmanları var. Seni, evinde deneyimleyemeyeceğin bir ‘dalavereyle’ sinemaya çekmeye çalışıyorlar. Beğenmiyor musun paşam? 24 fps’lik standart Blu-ray’i çıkınca, alırsın.

[/one_third_last]

ÇAN EĞRİSİ

100 KİŞİYE SORDUK