Röportaj | Alpay Erdem

Not: Bu röportaj Stuff Haziran 2015 sayısında ‘Oyuncaklarım ve Ben’ bölümünde yayınlandı.

Uykusuz dergisinde yazıp çiziyor ve BKM Mutfak’ta sahneye çıkıyor. Bunların dışında, kendini bir ‘bisiklet delisi’ olarak tanımlıyor… Komedyen Alpay Erdem’e bisiklet tutkusuyla ilgili sorular sorduk, samimiyetle cevapladı.

Bisiklet merakı nasıl başladı? İlk bisikletini hatırlıyor musun?

alpay-erdem

Çocukken bir arkadaşımın dolma lastik bisikleti vardı. Kendisi hiç kullanmıyordu, ben kullanmak istediğim zaman bana da vermiyordu. O yokken annesinden istiyordum bisikleti. Annesi veriyordu. O bisikletle düşe kalka öğrendim. Bugün bile o bisikleti net bir şekilde hatırlarım. İlk aşk gibi, asla unutmuyorsunuz. Kuzenimin dev bir bisikleti vardı, onu da unutmam mesela. Sonra kendi ilk bisikletimi de unutmam. Dünyanın en güzel bisikletiydi. Sonra diğer bisikletlerimi de unutmam. Bisikletle ilgili hiçbir şeyi unutmam ben. Bu konuda hafızam resmen mega.

“En sevdiğim oydu” dediğin bisikletin hangisiydi?

Şu anda kullandığım kırmızı bisiklet, kesinlikle tüm bisikletlerim içinde en sevdiğim diyebilirim. Bundan daha iyi bir bisiklet düşünemiyorum. Ben geometri manyağıyım. Kadronun geometrisi, ona aşık olmam için yetti de arttı bile. Bir de zirkonyum. İnsan daha ne ister? 2007 model kadro. Parçaları zaman içinde yenilense, değişse de kadro hep sabit kaldı. Onu ilk gördüğüm gün aklım çıkmıştı. Türkiye’ye o kadrodan sadece 9 tane geldi, biri de bende. Parayla filan alamayacağınız şeyler bunlar, çevreniz olması lazım. Bir bisikletim daha var, o da 2008 model kadro üzerine toplandı. İki kadro da birbirine çok benzer, sadece renkleri ve alaşımları farklı ve sadece iyi bir gözün görebileceği geometrik farklar var. İki bisikletimi de çok severim fakat kırmızı başkadır. Bu arada bisikletlerimi kendim toplarım. Bir parça için 6 ay beklediğim de olmuştur. Yine olsa yine beklerim. Bekliyorum da.

Hangi aksesuarları kullanıyorsun?

Kask şart tabii. Kullanıma bağlı olarak uygun bir kask, bu işin olmazsa olmazı. Bakkala giderken bile kask takmak lazım. Renkli forma iyidir. Trafikte görünürsünüz. Eldiven de şart. Bir de çok yakışıklı bir aksesuar bence eldiven. Eskiden pedli tayt giyerdim. Seleyi değiştirdim, biraz da öne doğru açı verdim, artık giymiyorum. Sanırım o konuda biraz tembelleştim. Tayt giy-tayt çıkar, tayt giy-tayt çıkar, insan bir yerden sonra “aman yaa” diyor. Ben dedim en azından. Taytlarımı gardroba kaldırdım 🙂 Yan cepli kısa pantolon gibisi yoktur. Cepli olan her şeye bir sempatim var. Telefon ve cüzdanımı bel çantama koyuyorum. Yanda en ölü noktada duruyor öyle. O nokta terlemez, o nokta yük hissetmez. Bisiklet ayakkabısı da oldukça önemli bir aksesuar, özellikle spd, yani ayakkabıya kilitlenmeli pedal kullanıyorsanız. Boynuma ve başıma fularlarım var. Bisikletimin her yerine bağladığım ayakkabı bağcıklarım var. Yama ve allen takımı, yedek lastik, pompa var. Bunun dışında uzun yollarda bile yanıma hiçbir şey almam. İstanbul’dan Artvin’e on beş günde böyle gittim. Batı Ege taraflarını hep böyle bitirdim.

alpay-erdem-bisiklet

“Bisikletçiler için şöyle bir şey icat etmediler hala, ona yanarım” dediğin, eksikliğini duyduğun bir şey var mı?

Bence artık bisiklet dünyası şu akort teli denilen şeyden kurtulmalı. Telli jantları bir türlü içselleştiremedim. Telsiz, yekpare jantlar da var ama ya çok pahalı, ya çok ağır. Bir orta yol bulunamadı. Bu arada jant örmeyi bile biliyorum, fakat konu akort etmeye geldiği zaman nedense inanılmaz bir şekilde itiliyorum olaydan. Bisikletle ilgili her şeyi bilirim, ustalığım da tertemizdir. Fakat işte o akort yok mu o akort, elim ayağım boşalıyor, o derece istemiyorum. Düşünün ki tekrar söylüyorum, çok daha spesifik bir işlem olan jant örmeyi kusursuz yapıyorum, akort olayından fersah fersah kaçıyorum. Kurtarsın beni bu bisiklet dünyası bu akort mutsuzluğundan. Uzun yolculuklarda bir şey olacak da bisikletimin jantını kendim akort etmek durumunda kalacağım bir gün diye düşünmekten uykularım kaçıyor resmen. Bisiklet dünyası, gör şu Alpay kardeşini. Gerçekten çok mutsuz bu konuda Alpay kardeşiniz. Gerçekten ama. Dağlar taşlar uçuşsun kuşlar. Gerçekten ama.

Bisiklet üzerindeyken müzik dinliyor musun? Dinliyorsan 5 şarkılık bir liste yapabilir misin?

Eskiden dinlerdim, fakat daha sonra yoldan daha güzel bir müzik olmadığını fark ettim ve bisiklet kullanırken müzik dinlemeyi bıraktım. Ama yine de 5 şarkılık bir liste yapabilirim. Hepsi de Beatles elbette 🙂

  1. While My Guitar Gently Weeps
  2. A Day in The Life
  3. For You Blue
  4. Want You (She’s So Heavy)
  5. Dear Prudence

 

“İstanbul’da bisikleti olanlar hafta sonu mutlaka gitmeli” dediğin bir yer var mı? 

Yaz aylarında Polonezköy iyidir. Hatta oradan kaptırıp Ömerli. Biraz uzatıp Şile. Biraz daha uzatıp Ağva. Kandıra, İzmit derken bir de bakmışsınız, bisiklet bagajda, otobüsle İstanbul’a dönerken buluvermişsiniz kendinizi. Bisiklet kullanırken biraz hesapsız olmak iyidir. Ama çok da hesapsız olmamak gerekir. Özellikle uzun turlar öncesi fiziksel ve zihinsel olarak iyi bir hazırlık süreci geçirmek şart. Bisikletçi başladığı bir yolu bitirmek ister. Bitiremezse mutsuz olur. Mutsuz olmamak için öncesinde biraz emek vermek iyidir.

Ben İstanbul’da bisiklet kullanmayı çok seviyorum. Genelde Koşuyolu’ndan çıkar, Burhaniye’den Beylerbeyi’ne iner, sahilden Beykoz’a kadar gider, geri dönerim. Çay ve köfte molalarım da olur mutlaka. Zaman zaman Avrupa yakasında da bisiklet kullanıyorum. Avrupa yakasınının duygusunu da çok seviyorum. İstanbul’da bisiklet kullanmak gerçekten çok eğlenceli. Macerası bol. Bir de İstanbul’da bisiklet çok seviliyor. Bisiklet kullananların sayısı her geçen gün katlanarak artıyor. Bu da beni fazlasıyla mutlu ediyor.

alpay-erdem-bisiklet-turu

BisikletimVben projesi nasıl ortaya çıktı?

Vestel 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’na sponsor olunca sosyal medyada benimle çalışmak istemiş. Hemen kabul ettim. Çünkü bu turun içinde olmak bir rüya gibi bir şey olacaktı benim için. Oldu da. Benim açımdan her şey çok sorunsuzdu. İki gün gibi kısa bir sürede mükemmel bir video ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. Son derece etkili bir video oldu. Video yayınlanır yayınlanmaz tebrik yağmuru başladı. Sokakta insanlar çevirip videonun onlar üzerindeki olumlu etkilerinden bahsettiler. Bisiklet almaya karar verenler bile var içlerinde. Bence bu muhteşem bir şey. Tur boyunca da Vestel’le harika bir işbirliği çıkardığımızı düşünüyorum. Her şeyden önce çok eğlendik. Özellikle bisikletçilerin Manisa’da Vestel City’den geçtiği o an, 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun her anlamda zirve anıydı bence. O karnaval ortamını unutamam. Vestel çok ciddi bir şekilde bisikleti destekliyor, bu konuyla ilgili önemli adımlar atılacak.