Yazar Andy Weir, Marslı’nın blog’dan dev bütçeli filme dönüşme hikayesini anlatıyor:
Marslı’nın hikayesi yıllardır kafamda dolanıyordu fakat dürüst olmak gerekirse dört yıldır hiçbir şey yapmamıştım. Uzayın ve uzayla ilgili programların hayatım boyunca hastasıydım. Benim için bir hobiydi ve hiç bilgim olmadan işe giriştim. Buradaki avantajım konuyla ilgili neredeyse bütün belgeselleri izlemiş olmamdı. Fakat yazmaya başlamadan önce bir araştırma yapmadım. Yazarken araştırdım.
Hikayeleri kendi kendime basıyordum, internet sitemde ücretsiz olarak yayınlıyordum ve daha sonra 3000 ciddi bilim kurgu hastasının bulunduğu bir mail grubuna gönderiyordum. 10 yıl boyunca bu böyle bilim kurgu hikayeleriyle devam etti. Bu yüzden ne zaman iyon güçlendirici motorun nasıl çalıştığını öğrenmem gerekse hikayeyi yazdım ve geri dönüşleri bekledim.
Yazışma grubunda reaktör teknisyeni olarak çalışan bir adam vardı ve bana radyasyon konusunda bilgi verdi. Başka bir adam kimya mühendisiydi ve bazı bölümlerde bilimsel olarak hata yaptığımı söyledi. Yani yaklaşık 3000 düzeltmenim vardı. Ben onlara “beta okuyucular” diyorum.
En zor kısmı da bu kadar bilimsel detayı, ansiklopedik bir havada anlatmamaya çalışmaktı. İşte bu sebeple Mark espri yapan ukala dümbeleğin teki. Ben de espritüel birisiyim, dolayısıyla sayfada iki ya da üç espri okuyucuyu tutmayı başarıyordu.
Okuyucunun hikayenin zamanını düşünmesini çok istemedim. Onlara her şeyin doğal görünmesi gerektiğini hissettirmeye çalıştım. Bunun için hikayenin başından beri Wikipedia’dan destek aldım. Bu sayede daha güncel bir hikaye olmasını sağladım.
20th Century Fox, NASA’dan danışman getirdi ve NASA filmin daha gerçekçi olması için Jet Fırlatıcı Laboratuvarı’nı kullanmamıza izin verdi. Filmin yönetmeni Ridley Scott, bilimsel tutarlılık konusunda çok hassas ve bu harika bir şey çünkü ben de aynı şekilde bu konuyu önemsiyorum. Scott konuyla ilgili çok detaylı sorular soruyordu, o zaman onun buna önem verdiğini anladım.
Filmi henüz izlemedim ama fragmanından anladığım kadarıyla kafamdaki hikayeyi yansıtmayı başarmışlar. Özellikle Matt Damon’ın psikiyatrıyla konuştuğu sahne kafamdakinin birebir aynısı. Karakteri çok iyi oturtmuş ve bu inanılmaz. Astronotların Mars’ta kaldıkları Hab, hayal ettiğim gibi. Astronotların giydikleri şeyler kafamdaki tasarımdan daha bilim kurgu kokuyor fakat güzel görünüyor. Onları Dünya-Mars arasında taşıyan Hermes ise kafamda kurguladığımdan çok daha farklı. Tabii kitapta bundan hiç bahsetmemiş olmamın buna gerekçe gösterilebileceğini tahmin ediyorum.
NASA kitaptan dolayı çok mutluydu ve film konusunda çok heyecanlıydı. Bence insanların uzay seyahati konusuna tekrardan dikkat etmesi için bir yöntem olarak bunu gördüler.