80’lere damgasını vuran ‘Kara Şimşek’ dizisinin yıldızı David Hassellhoff ve F-Secure Araştırma Birimi Lideri Mikko Hyppönen, dijital özgürlüğün korunmasına yönelik başlattıkları seferberliğin ve hazırlanan manifestonun detaylarını Berlin’de açıkladı.
Dünyanın önde gelen siber güvenlik uzmanlarından biri olan F-Secure Araştırma Birimi Lideri Mikko Hyppönen ve F-Secure Freedome marka elçisi David Hasselhoff, Berlin’de gerçekleştirilen re:publica teknoloji konferansında bireylerin dijital ortamdaki haklarının korunmasına dikkat çekmek amacıyla “özgürlük hareketi” başlattı.
Kampanya, toplumda dijital özgürlüklere dair bilinci artırmayı ve kavramın günümüzdeki kırılgan yapısına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Kampanyanın ilk adımını, dijital toplumu oluşturan tüm bireylerin katılımıyla ve katkısıyla şekillendirilecek bir “dijital manifesto” hazırlamak oluşturuyor.
Dijital özgürlük kavramı, geçtiğimiz yıl Edward Snowden’in paylaştığı bilgiler eşliğinde büyük tartışmalara sahne oldu ve yeniden sorgulandı. Dünya genelinde ise giderek zayıflama eğilimi gösteriyor. Kampanya, aynı zamanda dijital ortamda kişisel gizliliğin önemini ortaya koyan diğer etkinlikler için yol gösterici olacak.
Toplantıda dijital manifestonun dayanağını oluşturacak dört temel de paylaşıldı. Bunlar şöyle sıralanıyor:
1. Toplu gözetlenmeye karşı özgürlük
Günümüzün büyük yenilikleri olan mobil telefonlar ve internet, bireylerin gözetlenmesini ve takip edilmesini sağlayan birer araç haline dönüştü. PRISM ve benzeri programların en büyük problemi yalnızca şüphelilerin izlenmesini kolaylaştırmakla kalmayıp, masum olduğu bilinen kişilerin de takibini mümkün kılması ve bu amaçla da kullanılması.
2. Dijital eziyete karşı özgürlük
Bugün için başkalarından saklayacak hiçbir şeyin olmadığı düşünülebilir. Ama zaman içinde bu durumun değişmeyeceğinden nasıl emin olabilirsin? Günümüzde veriyi sonsuza kadar saklamak imha etmekten çok daha ucuz ve kolay. Bugün çevrimiçi ortamda gerçekleştirilecek bir paylaşım veya söylenecek bir söz ileride sana karşı kullanılacak olursa? Kanunlara uyan hiçbir birey, bu korkuyla ve endişeyle yaşamamalı.
3. Dijital sömürgeleşmeye karşı özgürlük
Teknoloji dünyayı inanılmaz bir hızla değiştiriyor. Ancak bir şeylerin teknik olarak mümkün olması, bunu körü körüne kabullenerek hayatımızın bir parçası haline getireceğimiz anlamına gelmemeli.
4. Dijital erişim, hareket ve söz hakkı için özgürlük
Özel olarak söylenen veya yazılan hiçbir şey, herhangi bir organizasyonun ilgi alanında olmamalı. Platformlara erişim, hareket ve söz hakkı özgürlüğü engellenmemeli.
Creative commons lisansıyla genel katılıma açık olan #digitalfreedom (dijital özgürlük) manifestosu, herkesin dijital özgürlük kavramına dair fikir ve yaklaşımlarını paylaşmasını ve toplumsal bilinci arkasına alarak ideal yolun bulunmasını amaçlıyor.
Manifestoya buradan katkıda bulunabilirsin.