Remedy’nin teknolojiyi merkezine alan başarılı oyunu bilim kurgu piyasasına yeni bir soluk getiriyor. Film gibi animasyonlarla gelecekte çok daha iyi işlerin çıkacağının sinyalini veriyor.
Efsane mertebesine erişen Max Payne’i geliştiren Finlandiya merkezli stüdyo Remedy, yaklaşık 5 yıl önce, Xbox One ve Windows 10 için özel olarak geliştirileceğini açıkladıkları zamanda yolculuk temalı oyunu Quantum Break’i sonunda tüketicinin beğenisine sundu.
Olayların başında X-Men filmleriyle şöhrete kavuşan Shawn Ashmore’un oynadığı Jack Joyce karakteri yer alıyor. Jack Joyce, arkadaşı Paul Serene’i (Game of Thrones’taki Littlefinger’ı canlandıran Aidan Gillen) ziyaret ediyor. Serene, Monarch isimli bir şirketin CEO’su ve bu şirket de zaman makinesini geliştirmekle övünüyor. Arkadaşı Jack’i bu zaman makinesini denemeye ikna ediyor. Doğal olarak bir şeyler yanlış gidiyor ve oyundaki esas abi olan Jack zaman patlaması yüzünden özel güçler elde ediyor.
Bu kadar heyecanlı bir hikayede Quantum Break, karakterlerin derin ve üç boyutlu olmasını başarılı bir biçimde gerçekleştirmiş vaziyette.
Jack’in özellikleri arasında zamanı manipüle etmek de bulunuyor. Dolayısıyla oyun içerisinde yaşanan silahlı çatışmalar birer dans gösterisine dönüyor. Karakterimizin en dikkat çekici özellikleri arasında ise düşmanlara atılan zaman bombası yer alıyor. Bu bomba sayesinde düşmanlar infilak edilebiliyor.
Oyunda gündüz/gece döngüsü bulunuyor ve zaman zaman geri dönüşler yaşanabiliyor. Bu bölümler çok interaktif olmasa da oyunu derinleştirmek için gayet yeterli ve keyifli.
Maalesef Quantum Break diğer anaakım oyunlardaki gereksiz alışkanlıkları sürdürüyor. Toplanması gereken malzemeler, gücünüze güç katacak yükseltme sistemleri ve size yol gösteren “hile oku” gibi özellikler bu oyunun özgünlüğünü yerle bir ediyor. Bu olumsuz havaya rağmen, interaktif hikaye anlatımı sayesinde oyun kendine özel bir yer elde etmeyi başarıyor.
Film gibi mübarek
Jack Joyce’un açılış sekansıyla birlikte Remedy’nin sinematik vizyonu gözler önüne seriliyor. Parlak televizyon estetiği ve performans odaklı hareket yakalama teknolojisi sayesinde bir anda kendinizi film izlerken bulabiliyorsunuz. Bu tip teknolojiler dikkati dağıtabilir fakat Quantum Break, bu etkiyi çok iyi kullanarak oyundaki senaryoya bu teknolojiyi yedirmeyi başarıyor.
Oyunu oynarken, arada kötü adam Paul Serene’in karakterine can verebileceğiniz Junction bölümünde oynayabilirsiniz. Paul’u yönetirken, karşılacağınız ikilemler 20 dakikalık oyunun gidişatını değiştirecek. Böylelikle oyunda kötü adamın bakış açısını öğrenebileceksiniz. Bu bölümler geçilebilir olsa da oyunu kısaca özetlemek gerekirse, bu oyun kısa bir TV filmi izlemekle eşdeğer konumda.
Oyun içerisindeki bölümler çok renkli ve şaşırtıcı derecede eğlendirici. Üstelik oyunun günümüz dünyasında geçmesi de olaya daha keyifli bir hava katıyor. Junction’da yaptığınız hamleler oyunun gidişatını çok etkilemez belki ama hikaye kurgusu içerisinde önemli adımlar atılmasına neden olacağını söylemek mümkün.
Stuff Görüşü: İlham verici bir oyun olan Quantum Break tek kelimeyle mükemmel