Umarım sesi de görüntüsü kadar tuhaf değildir
Çok iyi. Ama bu kahverengi dilimler aslında ince lameller. Yani eğer dediğin “Umarım sesi lamel gibi değildir” ise. Neyse, Latin’in ne olduğunu biliyor musun? “Ses” kelimesi “duyuyorum” anlamına gelir. Daha önce bir çift Bang & Olufsen BeoLab 50’den bir şeyler dinlemediysen sesin güçlülüğü konusunda herhangi bir şüphe duyman gerekmez.
Çift? Diğeri nerede?
Bunlar aktif hoparlörler. Bu da demek oluyor ki daha fazla ses için harici bir amplifikasyona ihtiyacın bulunmuyor. Tüm teknoloji bir hoparlörün içerisinde toplanmış. İhtiyacın olan sadece biraz güç eklemek (ve müzik). Onlar buna hi-fi dünyasında ‘efendi ve köle’ diyorlar. Ama biz Ant & Dec gibi dinamik ikili demeyi tercih ediyoruz.
Ant & Dec’in de Latin bir adı var mı?
Hmm, belki… Antus et Deccus? Kesinlikle sahip olmadıkları ise kafalarından çıkan ‘akustik lensler’dir. Bunlar, hoparlörlerin, yedi dahili amplifikatörün yarattığı 2100 Watt’lık sesi dağıtmalarını değiştirmene olanak tanır. Ama sadece iki ayardan birini seçebilirsin: Tam 180 derece panaroma ya da sakallarınla oynadığın anlar için daha dar ve tatlı bir nokta. Şimdi hatırladım barba non facit philosophum.
Bu ne demek?
Sakal seni filozof, bu cihaz da ses uzmanı yapmaz. USB ve ortak eksenli girişler 24 bit / 192kHz dosyaları destekliyor. Aynı zamanda BeoVision TV için WiSA kablosuz bağlantısı da var. Ancak telefonunuzdaki Spotify ile cihaza bağlanamıyorsunuz.
40,000 dolar / bang-olufsen.com