Intel’in nabız ölçer kulaklıklarından, kötücül Mother’a (Anne), CES’teki çoğu teknoloji, bir şekilde bizi izlemek üzerine tasarlanmış. Yeni teknolojiye böyle bir kılıf mı uydurdular, yoksa…
Hayatımızı izleyen cihazlar fazla mı ileri gidiyor?
[one_third]
Fitness bileklikleri vardı. Şimdi, adı kulağa pek hoş gelmeyen Mother (korku filmi ismi) ve Ninja Sphere gibi, her yaptığını bilen ve gören algılayıcılar var. Çocuğun, dişlerini fırçalarken, fırçası sana “çocuğun, güzel fırçalayamıyor” gibi ikâzlar gönderecek. Geçen yıl, milyonlarca sporcunun da farkına vardığı gibi, aslında verilerin başkalarıyla paylaşılabiliyor (tabii, Üyelik Şartları’nda aksi belirtilmiyorsa). Verilerin, gelecekte satın alabileceğin şeyler için, ilgili firmalara reklam amaçlı satılabilir. Mother gibi teknolojiler, hayatımıza, yüksek çözünürlüklü, mütecaviz ve ürkütücü bir ‘dikizlemeden’ başka bir şey katmayacak. İnsanların, “teknoloji, hayatımı düzene sokmalı” gibi bir yanılgısı var. Kimse kusursuz değil; olmayacak da. O yüzden, bırak çocuğun, dişini nasıl fırçalıyorsa fırçalasın. Kendini geliştirebileceğin yüzlerce yol var, yeni bir dil öğren, farklı bir spor dalına sar, zanaat öğren. Bu yeni deneyimlerinin hiçbirisi, kaç kere tuvalete gittiğinin çetelesini tutmayacak. [/one_third]
[one_third]
Bazı cihazların hayatımızı düzene sokması güzel. Örneğin, Intel’in Jarvis adlı kulaklığı internetten, uçağının rötar yaptığını öğrenip, toplantı yapacağın insanlara bildiriyordu. Uçağa yetişmek için acele etmene gerek kalmıyordu. Bir yandan da, evdeki kalemin dahi oynadığını fark edip, bunu sana e-posta olarak bildiren SmartThings gibi sistemler var. Bunu da kullanacak insanlar vardır. İşte bunlar, bana da ürkütücü geliyor. Geçtiğimiz günlerde, Hasan’la severek oynadığımız Counter Strike: Global Offensive’deki hile yapmaya karşı geliştirilen VAC adlı yazılımın, oyuncuların internet geçmişine göz attığı ortaya çıktı. Şirketin kurucusu Gabriel Newell, bunun gözetlendiğini ama uzaktaki bir sunucuya aktarılmadan, yerel kontrol edildiğini söyledi. Eğlenmek için ‘para’ verdiğim bir oyunun, internet geçmişime göz atmasını istemem. Para vermediğimiz sistemlerde (Facebook), koyun gibi satılmamız yetiyor zaten… Sağlık alanında kullanılmasına karşı değilim. Aile ve genetik geçmişimi paylaşarak, ileride yakalanabileceğim hastalıklara önlem almak isterim.
[/one_third]
[one_third_last]
Geçtiğimiz günlerde, insanların, avatarlarını güncellemek için bisiklet sürerek puan kazandıkları Black Mirror bölümünü izledim. Tamam, son zamanlarda giyilebilir teknoloji derken sutyen bile ürettiler. Yakında ÇorapTron 2.0 diye, bir teki çamaşır makinesinde kaybolmayan çoraplar üretecekler. Hiç kimsenin akıllı diş fırçasına ihtiyacı olacağını düşünmüyorum… Kalp krizi geçireceğini algılayıp, hastaneyi arayan bir otomobil (Toyota ECG) hoş olmaz mıydı? Ya çocuğunun ne zaman hasta olabileceğini söyleyen bir cihaz (Scanadu Scout)? Bu şekilde kullanılmaya karşıysan, tek gelir kaynağı kişisel verilerin olan şirketlerden uzak dur. Bir daha seni, #50milyontaneinstaylabaşlayanhaştak hashtag’leriyle Instagram semâlarında görmeyeyim. Sözünün adamı ol. Hayatımızı takip eden cihazlar şu an emekleme aşamasında. Büyüyünce, bir sürü giyilebilir teknoloji ürünü ve aksesuarlar göreceğiz. Akıllı telefonunla eşleşip, bir hemşire gibi günde 24 saat sana bakacaklar. Beğenmezsen, hayatını ‘şansa’ bırakabilirsin. Şimdiden bir altılı oyna.
[/one_third_last]
100 KİŞİYE SORDUK
