Google Intel’i bırakıp kendi işlemcisini yapabilir

google veri merkezi

Google veri merkezi

Google, yazılım ve servis odaklı bir firma; hatta Nexus’ları dahi iş ortağı diğer üreticiler tarafından yapılıyor. Ancak, YouTube videolarından Street View’un panaromalarına, Google Docs’un dosyalarından Gmail’e kadar her şeyin dev sunucu yığınları tarafından desteklenmesi gerekiyor.  Bu yüzden, dünyanın en büyük veri merkezlerinden birkaçı Google’ın. Bloomberg’e göre, Google bu işi bir adım öteye götürme niyetinde ve kendi sunucu işlemcisini üretmek için kolları sıvadı.

ARM tabanlı olacağı iddia edilen sunucu işlemcisi, Android ‘li telefonundaki teknolojinin aynısına sahip olacak. Google şu an için tüm servislerini ayakta tutarken, sırtını sunucu pazarını domine eden Intel’in x86 işlemcilerine yaslıyor. Firma kendi sunucu işlemcisini üretir ise bu bağımlılık azalacak.

Apple da bir zamanlar Intel’in kadim iş ortaklarından birisiydi ancak iki firma arasında yaşanan anlaşmazlıklar Apple’ın iPad ve iPhone için kendi işlemcisini geliştirmesine sebep olmuştu. Görünen o ki Google da aynı şeyi sunucuları için yapmayı planlıyor

Steve Jobs, iCihazlarda neden Intel ile birlikte çalışmadıklarını şöyle özetlemişti (biyografisinden):  “Yüksek performans konusunda Intel en iyisi. En hızlı işlemcileri yapıyorlar, tabii eğer enerji verimliliğini ve maliyeti umursamıyorsan… Onlar, yonga setlerinin içerisinde yalnızca bir işlemci yapıyorlar. Bizim işlemcimiz A4 ise grafiği, mobil işletim sistemini ve bellek kontrolünü tek bir parçada birleştiriyor. Intel’e yardım etmeye çalıştık ama dinlemediler. Onlara grafiklerinin berbat olduğunu yıllardır söylüyorduk. Her çeyrek sonunda, ben, bizim üç tepe yöneticimiz ve (bir önceki Intel CEO’su) Paul Otellini toplantı yapardık. Başlarda birlikte muhteşem şeyler yapıyorduk. Sonra, üzerinde çalıştığımız iPhone’lar için işlemci üretmek istediler. Bunu onlarla yapmamamızın iki sebebi var: İlki, gerçekten çok yavaştılar, buharlı gemi gibiler ve hiç esnek değiller; biz çok hızlı giderdik. İkincisi ise, onlara her şeyi öğretmek istemedik, gidip rakiplerimize satabilirlerdi…”