Bilgisayarların donanımları ve algoritmalar geliştikçe bilgisayarlardaki verimlilik arttı ve bu verimlilik yapay zekanın gelişmesini sağladı. Ancak görünüşe bakılırsa yapay zekaların gelişmesi tehditlerin de büyümesine sebebiyet veriyor. Bu konuda çeşitli otoriteler farklı fikirler ortaya koyuyor. Kesinlikle bir kararsızlık ortamı hakim. Bu kararsızlık ortamı hakimken yapay zekaların yavaş yavaş hayatımıza giriyor olması da başka endişe uyandıran bir nokta.
Yaklaşık 1,5 ay önce Facebook mühendisleri chatbotlar üzerinde çalışırken botlar kendi aralarında başka bir dil geliştirip bu dille iletişim kurmaya başlamışlardı. Geçtiğimiz günlerde ise yine benzeri bir olay yaşandı. Facebook’un İngilizce konuşmaları için programlanan yapay zekaları bu sefer birbiriyle İngilizce konuştu, ancak kurdukları cümleler oldukça anlamsızdı. “Balls have zero to me to me to me to me to me to me to me to me to,” ve “I can can I I everything else” gibi anlamsız cümleler kuran yapay zekaların neyi kastettikleri mühendisler tarafından anlaşılamadı. Ancak algoritmalara bakıldığı zaman anlamsız cümlelerine rağmen birbirlerini anladıkları anlaşıldığı zaman fişleri çekilmek zorunda kalındı.
Burada bizden daha iyi iletişim kurup kurmadıklarını sorabiliriz kendimize. Ancak şu kesin ki bizim dilimizi kullanarak kendileri için daha verimli olan iletişimi kendileri seçip bunu uygulayabiliyorlar.
Bu olaylar Elon Musk’ı bir nebze de olsa haklı çıkarıyor aslında. Kendisi yapay zekaların sonumuz olacağını düşünüyor.