Ericsson ConsumerLab, 2017 Tüketici Trendleri Raporu’nu açıkladı. Raporda bu yıl yapay zeka önemli bir gündem maddesini oluşturuyor ve tüketiciler bu konunun hem sosyal hayatta hem de iş hayatında şimdiye kadar olduğundan çok daha önemli bir yere geleceğine inanıyor. İleri düzey internet kullanıcılarının yüzde 35’i iş yerlerinde bir yapay zeka danışmanı olmasını, dörtte biri ise işinde yapay zeka donanımlı bir yönetici olmasını istiyor.
2017 Tüketici Trendleri Raporu’nda açıklanan 10 trend ise şöyle:
1. Her yerde yapay zeka: İleri düzey internet kullanıcılarının yüzde 35’i iş yerlerinde bir yapay zeka danışmanı olmasını, dörtte biri ise işinde yapay zeka donanımlı bir yönetici olmasını istiyor. Aynı zamanda, katılımcıların neredeyse yarısı yapay zeka robotların insanların işlerini ellerinden almasından kaygılanıyor.
2. Nesnelerin İnterneti yayılacak: Tüketicilerin hayatına her geçen gün daha çok otomatikleştirilmiş uygulama girmesi Nesnelerin İnterneti’nin yayılımını artırıyor. Her beş kişiden ikisi akıllı telefonlarının kendi alışkanlıklarını öğreneceği ve onlar adına otomatik olarak aksiyon alabileceğini düşünüyor.
3. Yayalar şoförsüz araçları tercih edecek: Gelecekte sürücüler ortadan kalkabilir. Her dört yayadan biri şoförsüz araçların olduğu bir sokakta karşıdan karşıya geçme fikrini daha güvenli buluyor. Yayaların yüzde 65’i ise şoförsüz bir araç sahibi olmayı tercih edeceğini belirtiyor.
4. Birleşik Gerçeklik: Sanal gerçeklik uygulamalarını kullananların neredeyse beşte dördü, üç yıl gibi kısa bir sürede sanal gerçeklik ile fiziksel gerçekliğin ayrılamaz hale geleceğine inanıyor. Katılımcıların yarısı şimdiden sanal nesnelerle etkileşime geçebilecekleri eldivenler ya da ayakkabılarla ilgilendiğini belirtiyor.
5. Beden uyumsuzluğu: Şoförsüz araçların hayatımıza girmesiyle araba tutması rahatsızlıkları artacak. Her on kişiden üçü araç tutmasına karşı ilaç kullanması gerekeceğine inanıyor. Her üç kişiden biri ise sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri kullanırken ‘yol tutması’ rahatsızlığı yaşayacağına inanıyor.
6. Akıllı Cihaz Güvenliği Paradoksu: Katılımcıların yarısından fazlası akıllı telefonlarında halihazırda acil durum alarmları, takip ve bildirimlerden faydalanıyor. Akıllı telefonu sayesinde kendini daha güvende hissedenler arasında her beş kişiden üçü, telefonlarına güvenerek daha fazla risk aldıklarını belirtiyor.
7. Sosyal Silolar: Günümüzde insanlar kendi istekleriyle sosyal ağlarını ‘silo’ olarak kullanıyor. Her üç kişiden biri sosyal ağlarını ana haber alma kaynağı olarak gördüğünü belirtiyor. Katılımcıların dörtte birinden fazlası ise listelerindeki kişilerin fikirlerini politikacıların fikirlerinden daha fazla önemsiyor.
8. Artırılmış Kişisel Gerçeklik: Katılımcıların yarısından fazlası artırılmış gerçeklik gözlükleriyle çevrelerindeki karanlık ortamı aydınlatmak ve tehlikeleri fark etmek istiyor. Üçte birinden fazlası ile çevrelerindeki rahatsız edici öğeleri bu sayede düzenleyebilmek istiyor.
9. Mahremiyet Ayrımı: Her beş tecrübeli internet kullanıcısından ikisi şifreli hizmetlerden faydalanmak istiyor, ancak bu konuda bir görüş ayrılığı da gözlemleniyor. Katılımcıların yarısı makul seviyede mahremiyetin tüm hizmetlerde geçerli olması gerektiğini düşünürken, üçte birinden fazlası artık mahremiyet diye bir şey kalmadığına inanıyor.
10. Herkese büyük teknoloji: Her beş ileri düzey internet kullanıcısından ikisi, tüm ürünlerini beş büyük BT şirketinden almak istiyor. Bu katılımcıların dörtte üçü bunun beş yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşeceğine inanıyor.