Stuff

E-ticaret hakkında doğru bilinen 5 yanlış

 

Kabul edelim; e-ticaretin kolay yoldan para kazanma yolu olduğunu sandık. İnternet girişimleriyle uzaktan yakından alakası olmayan eşin dostun e-ticaret projelerine giriştiğini gördük. Neden? Belki de dijital başarı hikayelerinin çok süslü olarak insanlara sunulmasındandır. Dışardan bakıldığında e-ticaret girişimlerinin başarılı olması çok kolay görünüyor ve yine aynı bakış açısıyla yanlış yönde mantık yürütülüyor.

Aslında; bilgisayar başında gerçekleştirildiği için kolay sanılır ama değildir, bir internet sitesi yeterli sanılır ama daha fazlası gerekir, kolay para zannedilir ama özveri ister. Birçok kişinin en kolay yoldan para kazanma yolu olarak gördüğü e-ticaret uygulamaları, aslında dışarıdan görüldüğü gibi değil. E-ticaret konusunda doğru sanılan çok büyük yanlışlar var. Sanalpazar.com Genel Müdürü Cem Kesici en büyük yanlışları şu şekilde sıralıyor:

1.

Yanlış: Bir sitenizin olması e-ticarete başlamak için yeterlidir

Doğru: Sitenizin ziyaretçi çekebilmesi için inanılmaz çaba ve para harcamanız gereklidir

Bir e-ticaret sitenizin olması öncelikle ıssız bir çölde bir dükkan açmanız gibi bir şeydir. Ancak yolunu kaybeden gezginler size uğrayabilir. Az ya da çok ziyaretçi çekmeyi başardığınızda ise, onlara anlamlı ürünler sunabiliyor olmanız gerekir ki sizden bir şeyler satın alsınlar, çöldeki dükkanınızda kalorifer satmıyor olmalısınız mesela. Bu noktayı da aştığınızda, ziyaretçinize yani potansiyel tüketicinize gerek özellik, gerekse fiyat olarak anlamlı ürünler sunmayı başardınız. Peki size nasıl güvenip ödeme yapacaklar? Satın almayı düşündükleri ürünü acaba gerçekten yollar mısınız? Acaba resimlerde gözükenden başka bir ürün çıkabilir mi kargo paketinizden? Yani güvenilirliğinizi ispat etmelisiniz bir yandan da.

Başarısız olursanız büyük bir sorun yok. Ama başarılı olursanız başka sorunlar sizi bekliyor. Satışlarınız arttıkça, ürün tedariğinde sevkiyatına kadar birçok lojistik sorun sizi beklemektedir. Bu sorunlar da genellikle yatırımla yani para ile aşılacak niteliktedir. İş akışınızın bu noktadan sonrası artık yeni ekonomi değildir, bildiğiniz satış ve dağıtım şirketlerinin yüz yüze olduğu geleneksel sorunlar sizin de sorununuzdur artık. Eğer sermayeniz veya karlılığınız yeterli değilse lojistik sorunları aşmak asla mümkün olmayabilir.

2.

Yanlış: E-ticaret için büyük bir sermaye gerekli değildir

Doğru: Teknolojik gereksinimler hiç bitmez ve sandığınızdan çok daha büyük bir finansman gereksinimi oluşturur

Hobi düzeyinde kalacaksanız e-ticaret için büyük bir sermaye gerekli değildir. Ama ülkemizin e-ticaret pastasından bir pay almak istiyorsanız, tereddütsüz söyleyebilirim ki; milyonlarca liraya ihtiyacınız var. Hem başlangıç yatırım sermayesi olarak hem de işletme sermayesi olarak.

İş modeliniz B2C ise, belli ürünlerde hızlı sevkiyat için stok yapabilmeniz gerekir, bu bir finansman gerektirir. Başka bir iş modeli ile çalışıyor olsanız da, çok değerli çalışanlarınızın -sektörün yeniliği nedeniyle deneyimli çalışan bulmak zordur ve bu çalışanlar genelde yüksek maliyetlidir- maliyetlerini daha başlangıçtan itibaren taşımanız gerekir.

E-ticaretin internet gibi bir teknolojinin ulaştığı en son noktalardan birinin üzerine kurulduğu genelde hep ihmal edilir. Siz ticaret yapıyor da olsanız, teknoloji dünyasında iş yapıyor olduğunuz için teknolojik gereksinimler hiç bitmez ve sandığınızdan çok daha büyük bir finansman gereksinimi oluşturur.

3.

Yanlış: İyi bir fikir bulmak popüler bir site kurmak için yeterlidir

Doğru: Her zaman çok parlak bir fikir de gerekli değildir

İyi bir fikriniz varsa, bu rüzgarı arkanıza almanız anlamına gelir. Ama gidilecek yol ve yoldaki engeller, sorunlar değişmez. Daha hızlı ilerliyor olabilirsiniz sadece. Daha önce yapılmış bir şeyi farklılaştırarak, katma değer ekleyerek yapıyor da olabilirsiniz. Yani bilinen iyi bir fikre, küçük yeni fikirler de ekliyor olabilirsiniz. Eğer diğer bileşenler açısından yeterli iseniz bu da ilerlenebilecek başka bir rotadır.

4.

Yanlış: Yazılımcıya gerek yok, hazır site satan şirketlerden bir site yazılımı satın alınabilir

Doğru: Sitenizin ergonomisi, sitenizin ziyaretçi yükü altındaki davranışı, ölçeklenebilirliği, arama motorlarında var olması, ücretli reklam sistemleri ile entegrasyon ve benzeri için yapmanız gereken bir çok şey vardır

Gerçek e-ticaret siteleri, örneğin elinizdeki akıllı telefonlar kadar teknolojik ürünlerdir. Bu da 1-2 kişi ile üretilecek bir şey olmadığı anlamına gelir.

Geri plandaki lojistik, finans, muhasebe işlemleri için gerekli ERP yazılımları, bunların siteye entegrasyonu, teknik bir kriz anında sizi kurtaracak devamlılığı sağlayacak sistemler, işinizin gidişatını ölçmeniz için gerekli raporlama ve analiz sistemleri, ziyaretçilerinizin sitenizdeki davranışlarını analiz etmeye yönelik sistemler vs. gibi birçok alt sistem kurulması gerekir. Bunların hepsi ayrı uzmanlık alanlarıdır. Çoğu durumda paranız olsa da yeterli birikime sahip uzmanlara ulaşmanız neredeyse imkansızdır, çünkü az sayıdaki bu insanlar zaten kapılmış durumdadır, paranız olmadığında ise fazla söze gerek yok.

5.

Yanlış: Yerli yabancı birçok yatırımcı sırada

Doğru: Gerçek yatırımcılar, eğer yeterince başarılı olursanız, geleceğe dair yeterince umut verirseniz gelirler

İyi bir fikir ve iyi bir başlangıç yatırımcıları çeker. Çok açık bir gerçek ki; yatırımcı, gelecekte yaptığı yatırımın karşılığını katlayarak alabileceği alanlarda yatırım yapar. Bu yatırımcıların ‘melek’ olarak adlandırılanları için de geçerlidir.

Yatırımcıların ülkemize olan ilgisi öncelikle genç nüfus, internet kullanıcı sayısının yüksekliği, kredi kartı kullanım yaygınlığı vs. gibi iştah kabartan istatistiksel verilerden geliyor. Bu verilerden yola çıkarak ülkemizde yatırım alanı aramak için geliyorlar. Ancak, yatırım yapılması olası siteleri incelerken iyi bir fikir, arkasında ayakları yere basan bir işletme, istikrarlı ve hızlı büyüme gibi unsurlara bakmaya başlıyorlar ve burada tablo maalesef çok iç açıcı değil.

Sayısal olarak bakıldığında, ciddi anlamda yatırım alan internet girişimi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yatırımlara nitelik olarak baktığımızda ise, yabancılar tarafından önemli sayıda yatırım yapılmadığını, adları İngilizce olan birçok yatırım grubunun/şirketinin aslında bizim vatandaşlarımızdan oluştuklarını ve geleneksel bir ticarethaneye ortak olma uygulamasının ‘investment’ olarak nitelendirilmesinden başka bir şey olmadığını görüyoruz. Ayrıca, ifade edilen yatırım tutarlarının nasıl bir zaman planı ve başarı kriterleri kapsamında girişimlere aktarıldığını, başlangıçta ifade edilen tutarın gerçekten o girişime tümüyle aktarılıp aktarılmadığını da bilemiyoruz.

Özetle, yola yatırımcılara güvenerek çıkılmamalı. Gerçek yatırımcılar, ancak eğer yeterince başarılı olursanız, geleceğe dair yeterince umut verirseniz gelirler. Eğer bu noktayı yakalayabilmişseniz, yatırımcılar olmaksızın da ayakta kalabilme olasılığınız zaten vardır. Gelecek bir yatırım sizi hızlandırır, geliştirir, hikayenizi bir başarı hikayesine dönüştürebilir. Ama ortada herhangi bir gerçekçi umut yok ise hiç kimsenin parasını sokağa atabileceğinin hayalini kurmamalısınız.