E-ticaret hakkında doğru bilinen 5 yanlış

3.

idea

Yanlış: İyi bir fikir bulmak popüler bir site kurmak için yeterlidir

Doğru: Her zaman çok parlak bir fikir de gerekli değildir

İyi bir fikriniz varsa, bu rüzgarı arkanıza almanız anlamına gelir. Ama gidilecek yol ve yoldaki engeller, sorunlar değişmez. Daha hızlı ilerliyor olabilirsiniz sadece. Daha önce yapılmış bir şeyi farklılaştırarak, katma değer ekleyerek yapıyor da olabilirsiniz. Yani bilinen iyi bir fikre, küçük yeni fikirler de ekliyor olabilirsiniz. Eğer diğer bileşenler açısından yeterli iseniz bu da ilerlenebilecek başka bir rotadır.

4.

coder

Yanlış: Yazılımcıya gerek yok, hazır site satan şirketlerden bir site yazılımı satın alınabilir

Doğru: Sitenizin ergonomisi, sitenizin ziyaretçi yükü altındaki davranışı, ölçeklenebilirliği, arama motorlarında var olması, ücretli reklam sistemleri ile entegrasyon ve benzeri için yapmanız gereken bir çok şey vardır

Gerçek e-ticaret siteleri, örneğin elinizdeki akıllı telefonlar kadar teknolojik ürünlerdir. Bu da 1-2 kişi ile üretilecek bir şey olmadığı anlamına gelir.

Geri plandaki lojistik, finans, muhasebe işlemleri için gerekli ERP yazılımları, bunların siteye entegrasyonu, teknik bir kriz anında sizi kurtaracak devamlılığı sağlayacak sistemler, işinizin gidişatını ölçmeniz için gerekli raporlama ve analiz sistemleri, ziyaretçilerinizin sitenizdeki davranışlarını analiz etmeye yönelik sistemler vs. gibi birçok alt sistem kurulması gerekir. Bunların hepsi ayrı uzmanlık alanlarıdır. Çoğu durumda paranız olsa da yeterli birikime sahip uzmanlara ulaşmanız neredeyse imkansızdır, çünkü az sayıdaki bu insanlar zaten kapılmış durumdadır, paranız olmadığında ise fazla söze gerek yok.

5.

Yanlış: Yerli yabancı birçok yatırımcı sırada

Doğru: Gerçek yatırımcılar, eğer yeterince başarılı olursanız, geleceğe dair yeterince umut verirseniz gelirler

İyi bir fikir ve iyi bir başlangıç yatırımcıları çeker. Çok açık bir gerçek ki; yatırımcı, gelecekte yaptığı yatırımın karşılığını katlayarak alabileceği alanlarda yatırım yapar. Bu yatırımcıların ‘melek’ olarak adlandırılanları için de geçerlidir.

Yatırımcıların ülkemize olan ilgisi öncelikle genç nüfus, internet kullanıcı sayısının yüksekliği, kredi kartı kullanım yaygınlığı vs. gibi iştah kabartan istatistiksel verilerden geliyor. Bu verilerden yola çıkarak ülkemizde yatırım alanı aramak için geliyorlar. Ancak, yatırım yapılması olası siteleri incelerken iyi bir fikir, arkasında ayakları yere basan bir işletme, istikrarlı ve hızlı büyüme gibi unsurlara bakmaya başlıyorlar ve burada tablo maalesef çok iç açıcı değil.

Sayısal olarak bakıldığında, ciddi anlamda yatırım alan internet girişimi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yatırımlara nitelik olarak baktığımızda ise, yabancılar tarafından önemli sayıda yatırım yapılmadığını, adları İngilizce olan birçok yatırım grubunun/şirketinin aslında bizim vatandaşlarımızdan oluştuklarını ve geleneksel bir ticarethaneye ortak olma uygulamasının ‘investment’ olarak nitelendirilmesinden başka bir şey olmadığını görüyoruz. Ayrıca, ifade edilen yatırım tutarlarının nasıl bir zaman planı ve başarı kriterleri kapsamında girişimlere aktarıldığını, başlangıçta ifade edilen tutarın gerçekten o girişime tümüyle aktarılıp aktarılmadığını da bilemiyoruz.

Özetle, yola yatırımcılara güvenerek çıkılmamalı. Gerçek yatırımcılar, ancak eğer yeterince başarılı olursanız, geleceğe dair yeterince umut verirseniz gelirler. Eğer bu noktayı yakalayabilmişseniz, yatırımcılar olmaksızın da ayakta kalabilme olasılığınız zaten vardır. Gelecek bir yatırım sizi hızlandırır, geliştirir, hikayenizi bir başarı hikayesine dönüştürebilir. Ama ortada herhangi bir gerçekçi umut yok ise hiç kimsenin parasını sokağa atabileceğinin hayalini kurmamalısınız.