Stuff ekibi olarak hem iş gereği hem de gündelik hayatımızda internet aleminde çok fazla vakit geçiriyoruz. Peki uçsuz bucaksız bu çevrimiçi evrende güvende miyiz?
[one_third]
İnternette başıma saksı düşme olasılığı ile sokakta yürürken birinin tüm banka hesaplarımı (evet, birden çok ve dolu banka hesabım var) boşaltma olasılığı birbiriyle aynı: sıfıra yakın. Kitlesel veya küresel bir açıktan kaynaklanan sorunlar kişileri değil o bilgiyi koruyamayan kurumları ve sigorta şirketlerini bağlar. Senin başını ağrıtır mı? Elbette miden bulanacaktır ama evine giren hırsızın peşinden çekeceğin, polis ve eksper (evine sigorta yaptırttıysan) trafiğinden daha fazla değil. Bir kredi kartın var, bu kartın bilgileri de bir bulut hesabında ya da e-postanda, şifresini kolay hatırlayabileceğin jenerik bir şey koyuyorsun, aynı şeyi evde içine binlerle lira koyduğun bir kasaya de yapar mısın? Analog hayat çok güvenliymiş algısına nasıl sahip olunuyor da bu algı üzerinden dijital dünya kıyası yapılıyor anlamak zor. Güvendeyim, sen de çok takma.
[/one_third]
[one_third]
Neden olmayalım? Çünkü orada bir yerlerde, belki otobüste yanında oturan adam, verilerine erişmek ve çalmak için her yolu denemeyi kendine hayat misyonu edinmiş. Peki bu adamın verilerini çalmak için ihtiyaç duyduğu en büyük şey ne? Senin bir çevrimiçi oyun için hile programları araman, Facebook’ta gördüğün ve her yanından zararlı olduğu anlaşılan müstechen içeriğe tıklaman ve benzeri… Evet, dijital dünyada mahremiyetimize göz diken, her an verilerimizi kaybetme riski ile karşı karşıya kalmamıza sebep olan kişi ve gruplar var ancak, bu verileri kaptırıp kaptırmamak tamamen bize kalmış. “Peki kullandığım web servisi hack’lenince de mi ben suçluyum?” diye sorabilirsin. Ben de sana, şifreni en son ne zaman değiştirdiğini ve neden tüm bu servislerde iki aşamalı doğrulama sistemini kullanmadığını sorarım. Etme bulma dünyası….
[/one_third]
[one_third_last]
Her hareketimizi takip eden, DPI (Derin Paket İncelemesi) kullanan internet sağlayıcıların, reklam geliri için internet geçmişimizi inceleyen tarayıcı ve arama sitelerinin bulunduğu bir mecrada güvende değiliz. Legal röntgencilere, Heartbleed’di, gönülyarasıydı derken korsanlar da katılıyor ve kullanıcıya, interneti zehir edebiliyorlar.Geçtiğimiz ay ortaya çıkan, bir grup korsanın ‘iki yıl’ süredir bildiği bu açık, Open SSL’i etkiledi. Yani, korsanlar, Facebook’ta kimle yazıştığını bırak, banka hesabındaki kuruşa kadar erişebilirlerdi. İnternet de aynı gerçek hayat gibi. Şu an eline bir ‘beğen yapışkanı’ alıp, gördüğün her kedinin üzerine yapıştırmıyor olabilirsin ama internet de hayat kadar rastgele olabilir. Yolda giderken kafana saksı düşme riski varsa, internette de bir güvenlik açığı yüzünden sorun yaşama riskin var.
[/one_third_last]
