Bugüne kadar yapılmış en güzel oyun olmadığı aşikar; ama Candy Crush Saga’nın dünyanın en bağımlılık yapan oyunlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Eminiz, siz de bu oyunun adını duymuşsunuzdur, en azından her gün gelen Facebook isteklerinden… Peki, hiç merak edip denediniz mi? Eğer henüz denemediyseniz, bu yazıyı bitirmeden başlamamanızda fayda var.
Psikologlar Candy Crush Saga’nın masum bir oyundan çok, geliştiricisi tarafından istenerek bağımlılık yapacak şekilde geliştirildiğini belirtiyorlar. Çünkü onlara göre, Tetris ile başlayan ve daha sonra Bejeweled ile had safhaya ulaşan bu ‘model veya renk eşleştirme’ oyunlarının, bazı insanların beyinlerindeki en köklü arzuları tatmin ettiğini düşünüyorlar.
Öte yandan, bazı analist ve psikologlar ise Candy Crush Saga’nın bu bağımlılık ile kendini bitirecek olan tohumları attığını düşünüyor. AppData’nın verilerine göre 45 milyon kişi her ay düzenli olarak bu oyunu oyunuyor, Google Play ve Apple iTunes’un birkaç ay için en çok indirilen uygulaması oldu. Ve ThinkGaming’in hesaplamasına göre geliştiricisi King.com’a her ay 633.000 dolar gelir sağlıyor. Bu da bir yılda 230 milyon dolardan daha fazla kazanç anlamına geliyor.
Oyunun kuralları çok basit, oyuncular aynı renkteki 3 veya daha fazla şekerlemeyi yanyana veya üst üste getirerek patlamalarını sağlıyor. Şu an hali hazırda 400 bölümü var ve geliştiricisi günbegün yeni bölümler ve zorluklar ekliyor. Yani oyunlar hiçbir zaman yeni zorluklardan mahrum kalmıyorlar. Oyunun parlak renkleri ve müziği ise kesinlikle çekiciliğini artırıyor.
Çizgili ve ambalajlı şekerler
Tüm bu bağımlılık yapan ve sonsuza kadar sürecek gibi görünen keyifi oyunculara ne bıraktıracak? Angry Birds için geliştirilen onlarca klon mu? Hiç sanmıyoruz. İlk olarak, tıpkı Las Vegas’taki kumar otomatı gibi oyunun tahmin edilemeyen ödülleri var. Örnek olarak, özel güçleri olan (çizgili ya da ambalajlı vb.) şekerlemeler ortaya çıkıyor ve tek bir hareketle bunları patlattığınızda ortalık harika renkler ve çizgi film vari müziklerle savaş alanına dönüyor. Birden bölümün yarısını bitirmiş oluyorsunuz.
Psikologlar Candy Crush’ta kullanılan bu taktiği ‘taraflı destek efekti’ olarak adlandırıyorlar. Nottingham Trent University’nin psikoloji departmanına bağlı olan ve oyunlarla ilgili psikolojik araştırmalar yapan International Gaming Research Unit’in direktörü Mark Griffiths: “İnsanlar oyun bu özel şekerleri göndermediğinde sürekli başka şeyler patlatmaya devam ediyorlar ve söz konusu desteğin her an gelecebileceğini umuyorlar.” diyor.
Arkadaşlarını mağlup et
Candy Crush’ın çekici bir diğer özelliği de zaman baskısını ortadan kaldırması; birkaç bölüm hariç zamana karşı yarışmıyorsun. Oyunun dayattığı limit zaman yerine hamle sayısı. Çoğu zaman patlatman gereken yalnızca bir şeker daha kalıyor ancak sen tüm hamle hakkını kullanmış oluyorsun. Tam da bu anda oyun sana ekstra hamle hakkı veriyor; küçük bir ödeme karşılığıda…
Birçok oyun ‘en yüksek skorerler’ listesiyle oyuncularını motive ediyor. Bu yeni bir şey değil; atari salonlarından beri hayatımızda. Ancak Candy Crush bu işi tam anlamıyla kişiselleştiriyor. Facebook arkadaş listenize erişiyor ve siz bölüme başlamadan arkadaşlarınızın hangi skorları yaptığını gösteriyor. Tabii ki bu sizin dişlerinizi sıkıp “sen şimdi görürsün” demenize sebep olmuyor ancak ister istemez içinizden “madem o yapmış…” diyorsunuz. Öte yandan Candy Crush oyunu bir süredir oynamayan oyuncuları zekice geri çağırıyor. Mesela arkadaşınız bir süredir oynamıyor; siz oyuna girdiğinizde “Burcu 36 gündür takıldı kaldı, ona yardım et” şeklinde bir ibare çıkıyor. Siz butona tıklayarak Burcu’ya hediye gönderiyorunuz fakat arkadaşınız tıkanmaktan ziyade oyunu bırakmış oluyor.
Bağımlılık yapan davranışlar uzmanı Adi Jaffe “Oyuncular arkadaşlarıyla mücadeleye ve kendilerini kıyaslamaya başlıyorlar. Oyunun içerisine dahil edilen ‘arkadaş’ kavramı, bağımlılık azaltılabilecekken aksine artmasına sebep oluyor.”
Candy Crush beyinin model bulma sisteminin en esas olan noktasına erişiyor. İnsanların binlerce yıl içerisinde doğadaki modelleri bulma ve reaksiyon gösterme eğilimini kullanıyor. Arayüz dizaynı konusunda uzman ve MauroNewmedia’nın başkanı olan Charles Mauro, “Bu insanın yalnızca iyi olduğu bir şey değil, başardıktan sonra iyi hissettiği bir şey…” diyor.
Oyun karşısındaki oyuncuya fazla baskı yapmaktan kaçınıyor çünkü aksi takdirde oyuncuların kendilerini iyi hissettiği yer olmaktan çıkabilir. Bu nedenle eğer oyuncu tıkarnısa, ona hangi şekerleri patlatabileceğini gösteriyor. Bu da oyunu kolay ve hala ‘oyuncunun dostu’ imajında tutuyor. Öte yandan yeni oyuncuların da oyunu kısa sürede sevmesi ve zorlanmaması sağlanıyor.
Candy Crush’ın sonu yakın
Mauro’ya göre Candy Crush’ın zirvedeki günleri sayılı. Tıpkı Angry Birds gibi, sessiz bir şekilde bitecek diyor.
Oyunu oynaması ücretsiz ancak hamle sayısı bittiğinde oyun hemen ekstra hamle satın almanızı öneriyor. Bu birçok insanda hemen ‘yetersizlik’ duygusunun hissedilmesine yol açıyor. Mauro bununla ilgili olarak “Oyun sinsi bir biçimde ‘sen bunu oynamak için yeteri kadar iyi değilsin, bu nedenle para ödemelisin’ diyor.” şeklinde konuşuyor.
En nihayetinde, Candy Crush gibi model eşleme oyunları oyunculara ‘bağlılık’ hissi aşılamakta başarısız olmuşlardır. Daha çok bağımlılık ve hırs üzerine kurulu bir alışkanlık yaratırlar. Mauro’ya göre her şey beynimizin modelleri algılaması ve görevi tamamlamasıyla ilgili. Candy Crush bir süre daha popüler olabilir ancak Mauro’ya göre birkaç ay içerisinde tam anlamıyla yok olacak.
Mauro’nun öngördüğü başarısızlık, King.com’un ve dolayısıyla Candy Crush’ın sahibi olan Midasplayer International Holding’in halka açılma planlarını suya düşürebilir. Ancak bu işler hep böyledir, insanlar Candy Crush’ı bıraktıktan sonra bir sonraki geçici fenomene akın edecek ve herkes bu oyun hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi davranacak.