Tony Fadell, ilk iPod’dan yeni nesil Nest marka termostata kadar, kişisel teknolojik cihaz tasarımcılarının ileri gelenlerinden birisi. Ona bazı ev otomasyon teknolojilerinin neden o kadar da ‘akıllıca’ olmadığını sorduk…
“İlk iPod’u ben tasarladım”
Steve’e gösterdim ve onayını aldım. Sonra da iPod için geliştirici takımını kurdum. Şimdiye kadar sekiz nesil iPod ürettik, ilk üç nesil iPhone’un da donanımını biz tasarladık. Hangi tuşun nereye koyulacağını, hangi algılayıcının nerede olacağını ben tasarladım, ekibim de dokunmatik ekranı yaptı.
“3D TV’yi ilk gördüğümde ‘ölü doğacak’ demiştim”
Piyasada çok benzeri olan bir ürünü alıp, heyecan verici bir şeye dönüştürmeye çalıştılar. Zaten LCD televizyonlarımız yeterliydi… Olmadığını görünce “biraz daha ekleyelim, daha iyi olur” dediler ve akıllı TV’ler piyasaya çıktı. Bu akıllı TV’lerin hepsi de aptal, o berbat arayüzlerini gördünüz mü? Sadece Netflix istiyorsunuz diyelim, kumandada Yahoo tuşu, Netflix tuşu, sizi apayrı bir menüye götürecek bir internet tuşu var. Düşünmeden ne varsa dolduruyorlar.
“Ev otomasyonundan nefret ediyorum”
Genellikle ev otomasyonu isteyenler bekar erkekler oluyor. Tek tuşla kız tavlamak peşindeler. Panjurları kapatıyor, ışıkları ve televizyonu açıyorlar. Çoğu insan ise bu teknolojinin yok olmasını istiyor. Biz evinizdeki gerekli şeyleri alıp akıllandırmayı tercih ediyoruz. Bence Şeyternet mefhumu, bu şekilde olmalı. Yani Kickstarter’da gördüğünüz o alengirli şeyler evlerinizi donatmayacak. Hebele hübele, kahve makinene konuşuyorsun, kahve yapıyor. Bu ne?
“Akıllı ev çözümleri biraz ileri gidiyorlar”
İnsanların olmayan sorunlarına çözüm olmaya çalışıyorlar. Bu akıllı teknolojilerin işe yaradıkları güç tüketimi görüntüleme gibi birkaç alan var. Peki bu sistem büyük ölçekte değişecek mi? Hayır. Yapmaları gereken tek şey indüksiyonlu (dokununca elini yakmayan) ya da konveksiyonlu (standart) ocak sistemlerine bir yenilk getirmek olmalı. Silikon Vadisi’nden gelecek, ortalığı karıştıracak teknolojilere çok bel bağlamamalılar. Nest, termostat piyasasına bu şekilde girdi. Bizden önce renkli dokunmatik ekranları vardı. Böylece fotoğraf albümünü termostatında görebiliyordun. Ama neden?
“Giyilebilir teknolojiler üzerine çalıştım”
iPod’la çalışan Nike+ ayakkabıyı yapmıştım, bu sayede giyilebilir teknoloji hakkında çok şey öğrendim. ‘Akıllı’ kelimesine gıcık oluyorum, akıllı şu, akıllı bu. Yeter artık. Gerçekten hangi sorunu çözüyorsunuz? Bence birkaç tek şeyin ustalıkla yapılmış olması yeterli. Sadece bu platformda değil, bir telefona aksesuar yaparken bile böyle olmalı. Çoğu zaman gerçek sorunun ne olduğunu bulamıyorsunuz, üst üste özellik ekleyip “Rakibin cihazından daha fazla özelliğe sahip, o zaman biz kazandık” diyorsunuz…
“Telefon tablet melezleri geçici bir heves”
İnsanlar “Evet, daha büyük ekran istiyorum” diyorlar, sonra vazgeçip “Ya, belki de küçük bir tablet istiyorumdur” diye söyleniyorlar. Üretilen cihazlar güzel ama insanların aslında ne kullandıklarına bir bakın. Çoğu insan “Cebime girsin, yeterli” diyor.
“Bir telefonu mükemmel yapan şey sadeliktir”
İnsanlar “kamerası nasıl, ekranı ne kadar, pili ne kadar gidiyor” diye soruyorlar. Günümüzün akıllı telefon piyasası, bana geçmişteki, içine tonla gereksiz şey doldurulan bilgisayar piyasasını hatırlatıyor. Açıkçası, uygulamalar donanımdan daha önemli…