Bilgisayar ve mobil cihaz kullanım alışkanlıklarımız endişe verici bir noktaya doğru gidiyor endişesini bir kenara bırakırsak, Intel’in gerçekleştirdiği Mobil Etiket adını taşıyan araştırma nereye gittiğimiz konusunda bir fikir verebilir. Mart ayında Barselona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi’nin açılışında konuşan Vodafone CEO’su Vittorio Colao’nun da konuşmasında bahsettiği bu araştırma, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki Türkiye de dahil 16 ülkede 12 bin 761 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiş. Araştırmaya katılanların yüzde 67’si sabah yataktan kalktıktan sonra çay ya da kahve içtikten sonra mutlaka e-postalarını kontrol ediyor ya da ilk tweet’ini atıyor. Yüzde 23’lük bir kesim bu işi yataktan çıkmadan yaparken, Türkiye’de bu oran yüzde 31’i buluyor.
Eskiden birisiyle otururken bilgisayarla telefonla uğraşmak ayıp sayılırken, araştırma artık hoşgörülen davranışlar arasında yerini aldığını gösteriyor. Buna karşı çıkanlar ise yüzde 7 ile ciddi bir azınlığa düşmüş durumda. Yatak odasına giderken mobil cihazını yanına alanların oranı yüzde 46, yanına hiç telefon almayanların oranı ise yüzde 7. Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından birisi, katılımcıların mobil cihazını bırakmamak için bir haftalığına vazgeçmek istedikleri şeyler: çikolata ve tatlı (%52), çay ve kahve (%23), tatil günleri (%11), eş ya da sevgili (%9). Şu klişeyi de atlamayalım: Katılımcıların %54’ü mobil cihazını bir statü sembolü ya da dikkat çekmek için kullanıyor ve bunların kendisine bir yaşam tarzı sunduğunu savunuyor. Türkiye’de bu oran %70. Bunlarla ilgili duyduğumuz rahatsızlıkların başında da %75 ile halka açık yerlerde yüksek sesle telefonda konuşmak, %69 ile araç kullanırken mesaj yazmak ya da klavye kullanmak (nedense konuşmak sorun değil), %67 ile zil sesini yüksek tutmak geliyor. Diğer yandan İnternet bağımlılığı konusunda yardım almak isteyenler Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi‘nde İnternet Bağımlılığı polikliniğini ziyaret edebilirler. Bu vesileyle, hepinize Mythbuster günler dilerim.