Oyun ya da yazılım geliştiren kadınların sayısı oldukça düşük ancak uygulama mağazalarında kayda değer başarı elde eden isimler, diğer kadınları ve genç kızları cesaretlendirmek istiyor.
Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde, mühendislik ya da ürün geliştiriciliği gibi teknolojiyle alakalı işlerde yer alan kadın sayısı oldukça az. Mobil reklamcılık platformu inMobi tarafından; ABD, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerindeki 1000 geliştirici üzerinde yapılan araştırma sonucunda, geliştiricilerin 31-35 yaşları arasındaki erkekler olduğu ortaya çıktı. Yine aynı araştırma, bu kişilerden yalnızca %6’sının kadın olduğunu ortaya koyuyor. Genel tabloya baktığımızda, yalnızca Silikon Vadisi’nde değil tüm dünyada erkeklerin bu alanda baskın olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.
Mobil uygulama geliştiriciliğinde de kadınlar ne yazık ki geri planda kalıyor. Forbes’da yer alan bir araştırmaya göre, 100 yazılım geliştiriciden yalnızca 10-12’si kadın. Uygulamalar çoğunlukla erkekler tarafından geliştirilse de, özellikle reklamverenler kadınlara ulaşmak istiyor. Bu yüzden çözüm olarak daha fazla kadının mobil uygulamaların geliştirilme aşamasında yer alması tavsiye ediliyor.
Bu alanda kadınların sayıca az olmasının arkasında farklı nedenler yatıyor. Kimilerine göre bu cinsiyet uçurumu okul dönemlerinden başlıyor. Erkekler bilgisayar bilimleri eğitimlerinde sayıca çoğunluktalar ve genç kadınlar yeterince desteklenmediği ve erkek işi gibi görüldüğü için bu alanlara daha az yöneliyorlar.
Yine de güzel gelişmeler de yok değil… Microsoft ve KAGİDER’in iş birliğiyle hayata geçirilen ve kadınların teknoloji alanındaki başarılarını destekleme amacı taşıyan “Teknolojinin Kadın Liderleri Ödülleri” yarışması sonuçlandı ve kazananlara ödülleri teslim edildi. Kadınlara yönelik ilk teknoloji ödül programı olan ve ortaokul-lise öğrencilerinden profesyonel yöneticilere kadar her yaş ve meslek grubundan kadınların aday olabildiği 8 farklı kategoride 300’den fazla kadının katıldığı yarışmanın ödül töreni Microsoft Türkiye ofisinde gerçekleşti. Bu yarışma artık her yıl düzenlenecek.
Törende konuştuğumuz Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç, “Aslında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de teknolojide çok fazla kadın bulunmamasından dolayı kadınlar belki de çok büyük fırsatlar kaçırıyor. Teknoloji maalesef erkek egemen bir sektör. İster üretiminde ister tüketiminde olsun, erkekler daha egemenler. Halbuki kadınların bulunması, özellikle üretiminde bulunması çok daha kaliteli ürünlerin üretilmesini ve çok daha doğru yazılımların geliştirilmesini sağlayacak.” diyor.
Bir başka güzel haber ise erkek egemen video oyun endüstrisinde kadın geliştiricilerin sayısının gün geçtikçe daha da artıyor olması… Uluslararası Oyun Geliştiricileri Derneği (IGDA)’nin 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, kadın video oyunu geliştiricilerinin sayısı son 7 seneye göre 2 kat artmış durumda.
Stuff olarak mobil uygulama dünyasında başarılı olmuş 3 kadınla konuştuk ve tecrübelerini dinledik…
Kamer Kemerkaya – MoraLabs
Uygulamanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sinaptik, bilişsel yetilerde yaşlanmayla ortaya çıkan kayıpların uygun ve düzenli egzersiz programları aracılığıyla engellenebilmesi ve var olan yetilerin güçlendirilebilmesi amacıyla geliştirilmiş olan bir beyin egzersiz oyunu. Zorlu ve eğlenceli oyunlar ve egzersizlerle kullanıcıların zihinsel yetilerini hız,dikkat, hafıza, problem çözme ve esneklik olarak 5 farklı fonksiyon alanında geliştirmeye yönelik oyun setlerinden oluşuyor. Oyunun güçlü bir bilimsel altyapıya sahip olması amacıyla uzman psikologla da çalıştık. Hedefimiz, egzersizler aracılığıyla genel anlamda zihinsel zindelik düzeyinin arttırılmasıydı ve yapılan testler sonucunda katılımcıların %83’ünde gelişim gözlendi. Oyunla, zihinsel zindelik sağlama amacının yanı sıra sağlıklı yaşlanma ve Alzheimer’a karşı mücadelede de zihni formda tutmayı hedefliyoruz. Sinaptik, AppStore ve PlayStore için mobil uygulama olarak geliştirildi.
Sinaptik aynı zamanda TTGV, TÜBİTAK ve TÜSİAD’ın birlikte düzenlediği 12.Teknoloji Ödüllerinde finalistlerinden biri olmaya hak kazandı.
Neden iOS?
Apple bundan 8 yıl öncesinde olmayan bir pazar yarattı. Bu müthiş bir şey. Özellikle bizim gibi geliştiriciler için. Düşünsenize bir oyun ya da uygulama geliştiriyorsunuz ve AppStore sayesinde tek tıkla bunu dünyanın herhangi bir yerine pazarlama fırsatı buluyorsunuz. Küçük bir ekip olabilirsiniz ya da tek başına bir geliştirici de olabilirsiniz.
Bunun yanında Apple’a gönderdiğiniz bütün içerikleriniz bir onaylama sürecinden geçiyor. Bu da iOS kullanıcılarına hem görsel hem de içerik anlamında gerçekten kaliteli içeriklerin sunulmasını sağlıyor.
Bu işi yapmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Ülkemizi refah seviyeye götürecek asıl yolun teknolojiden, bu alanda dünya kalitesinde ürünler geliştirmekten geçtiğinin farkındayım. 17 yıllık iş deneyiminde çok çalışmanın, üretken olmanın, bir değer yaratmanın insanların hayatına anlam kattığını bizzat kendim de yaşayarak gözlemledim. Bu yüzden daha önceden küçük ortak olduğum başka bir girişimden kazandığım bütün birikimimi yine işime yatırmayı tercih ettim.
Benim en büyük arzum oyun geliştirmek. Oyun sektörü görsel tasarım, müzik, yazılım, psikoloji gibi farklı disiplinleri barındıran ve bunlardan beslenen bir sektör. Farklı disiplinlerin bir araya gelmesiyle sürekli yenilikler peşinde koşan, hep yeni teknolojileri öğrendiğiniz bir işe sahip oluyorsunuz. Aynı zamanda geliştirdiğiniz ürünler ile son kullanıcıya dokunma fırsatı buluyorsunuz. Ürününüzle onlara dokunabilmek, onlarda bir his uyandırabilmek bu işin diğer cezbedici yanı.
Oyun sektörü aslında Amerika, Almanya, Finlandiya, Kore gibi bir çok ülkede çok gelişmiş olmasına rağmen, Türkiye de henüz çok gelişmiş olduğu söylenemez. Bu nedenle bu alanda çalışabileceğiniz çok firma bulunmamakta. Moralabs Oyun Stüdyosu 2013 yılı başında, mobil oyunlar geliştirerek Türkiye’den bu alanda dünya çapında bir başarı hikayesi yaratmak vizyonuyla yola çıktı.
Silikon Vadisi’nde bile kadınların önüne büyük engeller koyuluyor. Peki Türkiye’de durum nasıl?
17 yıllık çalışma hayatımda benim önüme konulan bir engel olmadı. Ama girişimci olmanın hatta kadın girişimci olmanın farklı zorlukları var tabii. Girişimcilikte enerjinizin hep yüksek olması, mücadeleci ruhunuzu hiç kaybetmemeniz gerekiyor. Karşılaşılan zorluklara sakin ve çözüm odaklı yaklaşmanız gerekiyor.
Başak Güvenç – Pixofun
Uygulamanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
AppStore’da hem direkt kullanıcılar için hem de kurumlar için geliştirdiğimiz oyunlar var. Dokuz isimli mobil oyunumuz, sayıları yan yana getirmeye çalışarak oynadığınız bir bulmaca oyunu. Aynı rakamdan en az üçünü yanyana getirerek patlatabildiğiniz oyun aşama ve bölümler şeklinde ilerliyor ve en uzun eşleşmeyi -dokuzu- sağlamaya çalışıyorsunuz.
Bu oyunumuz haricinde, kurumsal eğitime destek olacak, ciddi oyun ve oyunlaştırma uygulamalarımız da mevcut.
Neden iOS?
Çok kısa sürede çok hızlı değişiyor her şey. Teknoloji her şeyi mümkün kılıyor artık. Tek ihtiyacımız olan inovasyon, temelde yaratıcılık. Teknolojiyi mümkün kılan en önemli firmalardan birisi de Apple. Her ürününü dört gözle bekliyoruz “şimdi ne yenilik var içerisinde?” diye. İçerik geliştiricilere destekleri de çok iyi. AppStore’da tek tıkla, birkaç dakika içerisinde tüm dünyaya ürünüz satışa çıkabiliyor.
Bu işi yapmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Hacettepe Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde Lisans ve Yüksek Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra , yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladım. İlk oyunumu 2002 yılında yazdım. Nokia telefonlar için geliştirilmiş bir mobil oyundu. 2005 yılında eşimle sadece oyun yapabilmek için Pixofun’ı kurduk. O günden bu güne 20 den fazla oyun tasarlayıp geliştirdik. Metal Fırtına, Kötü Kedi Şerafettin, Footbocity, Mucitköy en ses getiren oyunlarımızdan. 2010 yılından beri bir yandan da Pixofun olarak kurumlar için oyun tabanlı eğitim ve oyunlaştırma projeleri tasarlayıp geliştirmeye devam ediyoruz.
Silikon Vadisi’nde bile kadınların önüne büyük engeller koyuluyor. Peki Türkiye’de durum nasıl? Siz ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
İş hayatında öne çıkarılması desteklenmesi gereken çok başarılı, çok akıllı kadınlar var. Biz kadın istihdamına önem veriyoruz, kadının girdiği ortamı güzelleştirdiğini düşünüyoruz.
Son yıllarda Türkiye’de özelliklere kadın girişimcileri desteklemek üzere farklı programlar mevcut. KAGİDER bu alanda aktif çalışıyor mesela.
Kendi adıma ise ,oyun gibi zor bir alanda startup kurup Türkiye’de 11 yıl ayakta kalabilmek başlı başına bir mücadele oluyor. Buna ek olarak benim özelimde Pixofun’da eşimle ortak olmak, ofiste iş arkadaşı, evde aile olmaya çalışmak, 24 saat bir arada olup her ikisini de birbirinden ayrı tutmak gibi ek bir zorluk da söz konusu. İstediğiniz, sevdiğiniz işi yapıyorsanız hepsinin üstesinden gelinebiliyor.
Teknolojiyle alakalı işler yapmak isteyen kadınlara ne tavsiye edersiniz?
Her ne kadar teknolojide erkek algısı önde olsa da dünyada büyük şirketlerde kadın teknoloji liderlerinin olduğunu görüyoruz artık. Kadınların farklı bir gözle, tamamen doğasından kaynaklanan bir şekilde çoklu bir bakış ile bakabildiklerini düşünüyorum olaylara. Bu da kadınların teknoloji işlerinde de çok güzel işler başarabileceklerine olanak sağlayabilecek önemli bir özellik.
Bu yüzden, kadınların bu alanda varlıklarını ispatlamak için gerekli altyapı için kendilerini devamlı geliştirmelerini, kendilerine güvenmelerini ve fırsatları kendilerinin yaratmalarını tavsiye ediyorum. Bir kere bu yola girmeye cesaret ettiğinizde, destekçileriniz de oluyor.
Kevser Demir Türkdoğan – Tarif Küpü
Uygulamanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Tarif Küpü 2012 yılında çıkardığım bir yemek tarifleri uygulaması. 2008 yılından beri ‘kevserinmutfagi.com’ üzerinde yemek tarifleri paylaşıyordum zaten. Zaman içerisinde gelişen teknolojilerin gerisinde kalmamak için her zaman çok çalıştım ve Tarif Küpü de bu çalışmaların meyvelerinden biri. Tarif Küpü Türkiye’nin ilk online ve güncel yemek tarifleri uygulaması olma özelliği de taşıyor aynı zamanda.
Her gün bazıları videolu olmak üzere 1 yeni yemek tarifi ve 1 menü önerisi yayınlıyorum.
Uygulamanın özelliklerine karar verirken “ben olsam böyle bir uygulamadan ne isterdim?” diye düşünerek hareket ettim her zaman. Bununla birlikte okuyucularıma da her aşamasında ne gibi özellikler istediklerini sordum.
Bu işi yapmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz, hikayenizi kısaca anlatabilir misiniz?
2008 yılında eşimin hadi sana da bir blog açalım bak herkes yazıyor sen de yaz tariflerini demesi üzerine başladım. Birkaç ay sonra eşim hediye olarak .com uzantısını aldığında çok sevinmiştim, belki de hayatımda aldığım en güzel hediyedir o.
Ben hiçbir zaman çok büyüteyim bu işi gibi düşünmedim. Tanımadığım insanlardan “tarifinizi denedim çok güzel oldu” gibi yorumlar almaya başladığımda hayatta yapmak istediğim şeyin bu olduğuna karar verdim. İnsanlara yardım etmeliydim ve o koşullar altında bunun en kolay yolu mutfakta sorun yaşayan insanların kolayca uygulayıp iyi sonuç alacakları tarifler paylaşmaktı. 2012 yılında Tarif Küpü çıktı. 2013’te aylık olarak yayınladığım yemek ve yaşam dergisi Tabule Dergi’yi çıkarmaya başladım. Yine 2013’te kadınlara hayatın farklı alanlarında da bilgiler verebileceğim kadın içerik platformu ‘banagore.co’yu ve kevserinmutfagi.com içeriklerini İngilizce olarak paylaştığım ‘turkishstylecooking.com’u açtım.
Silikon Vadisi’nde bile kadınların önüne büyük engeller koyuluyor. Peki Türkiye’de durum nasıl? Siz ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Dünyada durum nedir bilmiyorum ama Türkiye’de evlilik kadına bir tür görünmezlik pelerini giydirir, daha cinsiyetsiz kılar. Anne olduktan sonra bu pelerin daha da kalınlaşır hatta. Erkekler kadınları kezban, anne, bekar, evli, müsait, yollu, gideri var, vs. gibi kategorilere bölmeyi bırakıp “insan” olarak görmeye başladıklarında kimse cinsiyet kaynaklı bir problem yaşamayacak bana göre. Birçok erkek de muzdarip bu durumdan aslında. Kadınlar ne kadar kendilerini erkeklerden korumak için tedbirli davranıyorsa birçok erkek de yanlış anlaşılmamak için aynı tedbirleri almak durumunda kalıyor çünkü.
Teknolojiyle alakalı işler yapmak isteyen kadınlara ne tavsiye edersiniz?
Öncelikle teknolojiyi erkek işi olarak görmeyin. Evdeki televizyonun kablolarının bağlanması, internet erişim problemlerinin çözülmesi vs. gibi problemleri kendiniz çözebilirsiniz. Teknolojinin gerisinde kalmayı seçmeyin asla.
Çalışacağınız konuyla ilgili tüm yabancı kaynakları tarayıp okuyun, sosyal medyada yurt dışında sizinle aynı işi yapan tüm otorite isimleri takip edin. Bu isimler bildiğiniz bir dilde yazmıyor olsalar bile görseller sözlerden daha fazla şey anlatabiliyor.
Bu röportajlar ilk olarak Stuff’ın Temmuz 2016 sayısında Doğanay Konalı imzasıyla yayımlanmıştır.