Boş sinema koltuklarından ilham alıp lokasyon bazlı teknolojisiyle banka kartı altyapısını birleştiren Sinemia’nın kurucusu Rıfat Oğuz’la bu yeni girişimi konuştuk. İzel Özten
Sinemia fikri nasıl ortaya çıktı?
Sinemia lokasyon bazlı teknolojilerle banka kartı altyapısını birleştiren bir teknolojiye sahip. Bunu sinema sevgisini göstermek için bir araya getirilmiş bir teknoloji olarak düşünebilirsiniz. Ben daha önce bankacılık, finans ve telekom gibi kuruluşlarda çalıştım. O yüzden lokasyon ve banka kartı altyapıları bildiğim teknolojiler. Asıl önemli olan noktaysa sinema salonlarındaki boş koltukları doldurma fikriydi. Mesela iTunes müziği değiştiren bir teknoloji oldu. Sinema da müzik gibi bir emtia aslında. Sinemayı da tüketimi değiştirmek, kolaylaştırmak ve iyileştirmek üzerine bir teknoloji şirketi olarak piyasaya girdik. Elimizden elliye yakın teknoloji fikri geçti. Birçok alternatifi düşündük ama şu an elimizde bulunan Master Card alt yapısını kullandığımız teknolojinin en doğrusu olduğunu düşündük ve onunla ilerlemeye karar verdik. Bunun doğruluğunu da çıktığınız yolda öğreniyorsunuz.
Sistemin işleyişi tam olarak nasıl?
Sinemia.com adresine girerek başvurunuzu yapıyorsunuz. Başvurudan sonra 1, 3 ya da 9 aylık kartlardan birini seçiyorsunuz. Üye olduktan sonra 3 iş günü içerisinde kartınız size ulaşıyor. Kartınızı aldıktan sonra Türkiye’nin tüm illerindeki salonlarında kullanabiliyorsunuz. Sinemaya gittiğinizde Sinemia’nın mobil uygulamasını açıyorsunuz. Zaten sistem size hangi sinemada olduğunuzu gösteriyor. Bunun üzerine ‘kartımı aktif et’ ya da ‘biletimi al’ diyorsunuz. Mobil uygulama da bileti ücretsiz almanızı sağlıyor. Günde 1 defa olmak üzere her gün sinemaya gidebiliyorsunuz. İsterseniz aynı filme tekrar gidebilme gibi bir fırsatınız da var. Bunların dışında Sinemia Mobil uygulamasından ileri tarihli bilet de alabiliyorsunuz.
Başvuran herkes kartı alabiliyor mu?
Biz aslında bir sinema kulübü kuralım diyerek yola çıktık. Sinemia Facebook ve LinkedIn’den davetiye alabiliyor. Buralardaki profiliniz inceleniyor ve sinema sevginize ulaşmaya çalışıyoruz. Ama kulübümüz her gün biraz daha büyüyor. Talepler çoğaldıkça biz de daha fazla üye almaya başladık. Şu an 72 şehirde aktif üyemiz var. Ama her geçen gün büyüyoruz. Bundan 2 hafta önce 60 şehirdeydik mesela.
Facebook ve LinkedIn’den davetiye veriyorsunuz. Bunun sebebi nedir? Öncelikleriniz kimler oluyor?
Şu anda Sinemia üyelerinin profillerine bakacak olursak büyük çoğunluğunu beyaz yakalılar oluşturuyor. Ama bunun içerisinde emekliler, öğrenciler, sinema yazarları ve filmlerle ilgilenen pek çok kişi var. Tabii talep en çok beyaz yakalılardan geliyor. O yüzden LinkedIn bizim için başvuru kanallarından bir tanesi. Ama Facebook da en çok kullanılan sitelerden biri olduğu için tercihimiz oluyor. Aynı zamanda o kişinin gerçek olup olmadığını öğrenmek için de bir algoritmamız var. Mesela Twitter kimlik doğruluğu açısından daha riskli olduğu için önceliğimiz Facebook ve LinkedIn.
Sinemia’yı bir startup projesi olarak kurdunuz. Yatırımcı bulma aşamasında sıkıntılar yaşadınız mı?
Biz 7 tane yatırım teklifi aldık ama burada önemli olan en doğru ortağı bulmaktı. O yüzden yolumuza Aslanoba ile ilerledik. Şimdi yine görüştüğümüz, hem Amerika’dan hem Türkiye’den Sinemia’yla ilgilenen yatırımcılar var. Ama mevcutta yapabileceğimiz şeyleri kendimiz yapmak istiyoruz.
Sinemia belli bir yerden sonra rakamlarıyla kendini ispat eden bir şirket haline gelmeye başladı. Biz de daha çok rakamları ön plana çıkarıyorduk. Türkiye’de 17 milyon sinema izleyicisi var ve 60 milyon sinema bileti satılıyor. Böyle büyük bir hedef kitleden bahsediyoruz. Yaptığımız teknoloji sadece Türkiye için değil, İngiltere’de de geçerli. Yıl sonuna kadar da Sinemia Premium’u Amerika’da gerçekleştirme planımız var. Yeni geliştireceğimiz Sinemia uygulaması ile de toplamda 20 ülkeye giriş yapmayı hedefliyoruz. Sinemia sektörde ilk olduğu gibi globalde de ilklerden biri. Sinemia dışında bir de Amerika’da böyle bir şirket var. Hangisinin ilk olduğu bilinmiyor ama Avrupa pazarında oldukça iyi ilerliyoruz. Trafiğimiz ve üye sayımız da Amerika’daki şirketten daha fazla.
Sinemia’nın gelecek planları nelerdir? Yurt dışı pazarınızı genişletmek birinci hedefiniz mi?
Sinemia Premium dediğimiz özellik Sinemia kart sahibi olmak aslında. Ana temamız sinema sevgisi ve bunu iyileştirip kolaylaşmak üzerinde kurulu olduğu için biz burada sinema içeriğini de sağlamak zorundayız. Buna çok önem veriyoruz ve Türkiye’de sinema hakkında en fazla paylaşım yapan sinema sayfasına sahibiz. Bu sayfayı da şu anda Sinemia uygulamasında birleştirmeye çalışıyoruz. Çünkü sinema severleri topladığınız zaman orda artık online bir şey izlemek istendiğinde de uygulama üzerinden bunu sağlayacak özellikler ekliyoruz. Ya da sinema salonunda patlamış mısır gibi alışverişler yapmak istediğinizde bunu da uygulama üzerinden gerçekleştirebileceğiniz bir alt yapı hazırladık. Öncelik konusunda yurt dışı ya da Türkiye diye özellikle bir yer belirtmiyoruz. Çünkü bir startup global doğar. O yüzden bir ülke bazlı düşünmek mümkün değil. Bizim de başından beri üzerinde düşündüğümüz tek yer Türkiye olmadı. 1 yıl gibi kısa bir sürede İngiltere’ye açıldık.
Kullandığınız kart sisteminde üyeler arasında kötüye kullanım yaşanıyor mu?
Yarattığımız bir sistem var. Buradaki yazılım ekibimiz her ay bunu güncellemeye devam ediyor. Hatta bir TÜBİTAK başvurumuz var, Ağustos’ta sonlanacak. Burada yarattığımız sistem aslında dünyada bir ilk. Her zaman bir sorun olur, sonuçta bahsettiğimiz şey elektronik bir finans işi. İlk başlarda böyle problemlerimiz oldu diyebilirim ama geldiğimiz bu noktada şu an öyle bir problemimiz kalmadı. Tabii problemler her zaman ortaya çıkacaktır, bu hiçbir zaman bitmez. Bugün özellikle Android cihazlarda bunu yaşıyoruz iOS’larda böyle bir problem yok. Ancak Android cihazlarda da yeni metotlar daima geliştirilecektir.
Sinemia Sosyal’in girişiminizdeki rolü nedir?
Sinemia Sosyal adıyla bilinen, sinema izleyicisine hitap eden ve tüm sinema tüketiminizi kolaylaştıracak bir içerik sayfasından bahsediyoruz. Bu aslında ilerde sadece Sinemia olacak. Yani Sinemia Sosyal isimli kavram ortadan kalkacak. Sosyal bizim için en önemli alanlardan bir tanesi. Çünkü biz tamamen sinemaseverlerin platformu olmayı planlıyoruz. Bu arada diğer içerik siteleriyle de işler yapıyoruz ve her türlü iş birliğine açığız. Tüm sinema sitelerinin de gelip kendilerinin buradan takipçi kazanabileceği bir platform oluşturmayı da sağlıyoruz. Sinemia uygulamasının da vizyonu aslında bu. O yüzden Sinemia Sosyal bizim asıl işimiz olacak, sinema bileti sağlamak da bir Premium özellik olarak burada yer alacak. Dileyen sinema bileti alacak dileyense arkadaşlarıyla ve takipçileriyle birbirlerine film önerileri verip kendi listesini oluşturabilecek. Mesela ‘En sevdiğim 10 korku filmi’ listesi sürekli güncel tutulabilecek ve buradan binlerce kişiye ulaşabileceksiniz. IMDb nasıl bir veri tabanıysa burası da sinemanın sosyal platformu olacak.
Sosyal medyayı oldukça aktif kullanıyorsunuz. Sosyal medyanın tanıtım yapmadaki rolü nedir? Sosyal medyadan siteye iyi bir trafik sağlayabiliyor musunuz?
Eğer kaliteli ve gerçekten güzel bir içerik yayınlıyorsanız –ki biz en çok buna dikkat ediyoruz- bu oldukça hızlı yayılabiliyor. Bunun için de en önemli kanal sosyal medya. Özellikle sosyal medyada arkadaş tavsiyeleri oldukça etkili oluyor. Sosyal medya Sinemia için hep en önemli tanıtım aracı olmuştur. Şimdi de aynı ağırlığı vermeye devam ediyoruz. Siteye sağlanan trafik de çok büyük değişim gösteriyor. Sinemia’nın yeni yeni daha çok duyulmaya başladığı bir dönemdeyiz. O yüzden çoğu kişi direkt Sinemia diye arıyor. Özellikle ‘Sinemania’ diye arayanlar da var. O yüzden Sinemania’yı da aldık. Ama Facebook genellikle ikinci hatta bazen de birinci kanal oluyor diyebiliriz.
Korsanın çok arttığı bir dönemdeyiz. Siz sektörü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sinemia’nın var oluş amacında zaten sinemanın bitmemesi ve bunun aslında daha da büyümesi var. Bize göre bir kişi Sinemia üyesi olduktan sonra sinemaya gitme oranı yaklaşık dört kat artacak. Çünkü sinemaya gitmek artık ayda ya da haftada bir yapacağınız bir etkinlik olmaktan çıkıp gündelik bir şeye dönüşecek. Böylelikle eskiden sadece hit filmlere gidenler zamanla film keşfetmeye başlamış olacaklar. Biz hem sinema salonunun hem de müşterilerin kazandığı bir platform olmayı hedefliyoruz. Ancak şöyle tuhaf bir nokta da var: aslında en çok korsan film izleyenlerin en çok sinema bileti alan kişilerden olduğu söyleniyor. Bu yüzden korsanı bitirebilmek için küçük bir miktarı doğru bir teklifle müşteriye sunmak gerekiyor. Mesela Apple, müziğe girişiyle Amerika’da çok büyük bir oranda korsanın önüne geçti. Sinemada da aynı şeyler yaşanacak. Ama öncelikle mevcuttaki dağılımın daha ucuzlaması gerekiyor. Biz de daha ucuzlaması gerektiğini düşünenlerdeniz. Bu sayede daha çok izleyiciyi sinema salonlarına çekmek mümkün olacaktır.
Başka Sinema ya da çeşitli festivallerle ortaklık geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
Kesinlikle düşünüyoruz. Yapmaya çalıştığımız bazı iş birliklerimiz var. Çünkü onlar da bizimle aynı şekilde sinema sevgisini büyütmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemde böyle yenilikleri görüyor olacağız. Başka Sinema’yla şu ana kadar görüşmedik, neler yapabiliriz bilmiyorum ama mevcut alt yapıda uygunluk olmayabiliyor.
Bu yazı Stuff Temuuz 2016 sayısında yayımlanmıştır.