Not: Bu röportaj, Stuff’ın Şubat 2015 sayısında yayınlanmıştır.
Yalan Dolan TV, 2014 Eylül’ünün son haftası Youtube’da karşımıza çıktı. Daha önce televizyondan tanıdığımız Enes Buladı ve Tolga Üyken’in basit bir dekor ve prodüksiyonla çektiği kısa videolar, kısa sürede 100 binden fazla izleyici sayısına ulaştı. Kanalın halihazırda 60 binden fazla abonesi olduğunu da belirtmekte fayda var.
Sekiz yıldır geleneksel mecralarda birlikte yazan ve oynayan, üç aydır da eşin dostun “Çok komik yaa, izledin mi şunu?” temalı mesajlarıyla sık sık karşımıza çıkan Enes ve Tolga’yla uzun uzun konuştuk. Hazır gitmişken, programın yönetmeni Okaner Ertuğrul’a da “Nasıl oluyor şimdi bu işler?” diye sorduk.
Röportajın giriş paragrafını iyice uzatıp “kendi dertlerini yazmış hep!” dedirtmemek adına, Yalan Dolan’ın hikayesini sizden dinleyerek başlayalım.
Tolga Biz Enes’le skeç çekiyorduk zaten. Kafamızda internete bir şeyler yapmak vardı. Gelip Ersan Özer’le tanıştık ve böyle bir yola çıktık.
Enes Ağustos sonunda tanıştık Ersan Abi’yle, zaten onunla hukukumuz biraz daha abi kardeş gibi. Eylül ayının son haftasında da yayına başladık. İzleyici sayısının bu kadar hızlı bir ivmeyle yükselmesine de şaşırdık açıkçası. Şu anda 60 bin aboneyi geçtik ve bu aslında daha sonraki dönemler için öngördüğümüz bir rakamdı. Gülhan Şen sağolsun, bize destek verdi; onunla çektiğimiz video çok izlendi. Videoların Onedio’da paylaşılması da trafiğimizi çok arttırdı. Aslında süreli yayın yapıyoruz biz ve bunun disipliniyle çalışıyoruz.
Tolga Her hafta sabit bir çekim günümüz var. Öncesinde bir günü fikir bulmaya ayırıyoruz, iki gün gibi de yazım aşaması sürüyor.
Enes Yaptığımız işleri düşük bütçeli tutmaya çalışıyoruz. Kostüm gibi ekstralar yok. Daha ziyade tek mekanda halledilebilecek işler yazmaya dikkat ediyoruz.
Tolga Biraz internet dinamikleriyle alakalı. İnternet tüketicisinin beklediği böyle çok büyük prodüksiyonlar, görsel efekler değil daha sade ve basit; derdini kısa sürede, net şekilde anlatan şeyler aslında.
Enes Kolay tüketilebilir olması gerekiyor, bu yüzden fikri basit biçimde işlemeye çalışıyoruz.
Bu projeyi televizyona taşımak gibi bir planınız var mıydı?
Enes İnternet dinamiklerinden beslenen bir iş. Yalan Dolan bu haliyle sadece internette devam edecek.
Tolga Şunun da altını çizmek lazım, biz televizyondan geliyoruz zaten. Hatta dergicilikten geliyoruz. Yazarlık yelpazemiz geniş olduğu için televizyona başka bir iş üretebiliriz.
Genelde internet, televizyona geçiş için bir basamak gibi görülüyor. Ama sizin durumunuz tam tersi gibi.
Tolga İnterneti profesyonel bir iş olarak görüyoruz; şu anda internete de iş yapan yazarlar ve oyuncularız. Hala televizyona, reklam sektörüne, dergilere yazmaya devam ediyoruz. Enes’le 8 senedir beraber çalışıyoruz.
Enes Okan Bayülgen’le çalıştığımız dönemde canlı yayınlara çıktık, orada da skeçler hazırladık. Onlar daha televizyona yönelik işlerdi. Yalan Dolan’ı bu haliyle sadece internete yapılacak bir proje olarak görüyoruz. Bu şekilde benimsendi, bu şekilde devam etmesi gerekiyor. Her ne kadar Türkiye’de kervan yolda düzülse de biz en baştan şablonunu ve yöntemi belirleyip o yöntemle devam etmeyi kararlaştırmıştık. Televizyon için ayrıca düşündüğümüz şeyler var tabii.
İzleyici kitleniz hakkında bilginiz, fikriniz var mı? Kimler izliyor?
Tolga İnternet kitlesi çok genç, 15-24 yaş arasında yoğunlukla ama bizim izleyicilerimiz ilginç bir şekilde 15-35’e kadar yayabiliyoruz. Bu sevindiğimiz bir nokta. Yaş grubumuz daha geniş.
Enes Sokakta yürürken küçük çocuklar gelip “abi biz sizi çok seviyoruz” diyor, bu da bizi şaşırtıyor tabii. İnsanların kendileriyle özdeşleştirebilecekleri içerikler çıkarmaya çalışıyoruz, bu da izleyici yelpazemizin geniş olmasını sağlıyor. Yüzde 75 civarında erkeklerden oluşuyor.
Erkeklerin ezici bir çoğunluğu var yani.
Tolga Genelde mizah tüketicisi erkekler gibi zaten.
Tolga Şöyle bir örnek vereyim: İlk videomuz “Erkekleri hayattan soğutan 11 sevgili tipi”ydi. Henüz ilk haftamız olmasına karşın çok izlendi, çok paylaşıldı. Onun üzerine “Kadınları hayattan soğutan sevgili tipleri” diye bir video yayınladık, ilki kadar tepki almadı.
“İnternette bir videonun izlenmesi için 3 dakikayı geçmemesi gerek” gibi bir kanı var.
Tolga 3 dakikayı geçmeyelim gibi formüller de gözetmiyoruz. Bizim 6 dakikalık skeçlerimiz de var ve izlenme sayısı olarak hiçbir farkı yok.
Enes Youtube istatistiklerini de takip ediyoruz. Kaçıncı dakikada kapatılmış, hangi espriler tutmamış bakıyoruz ve ona göre kendimizi düzenliyoruz.
Tolga Daha çok PC’den izleniyor tabii ama mobilden de hatırı sayılır trafiğimiz var. Hatta konsoldan, televizyondan izleyenler bile var.
“Ben de sizinle çalışmak istiyorum” diyenler oluyor mu?
Tolga Evet. Yazar olarak, oyuncu olarak gelmek isteyenler oluyor.
Enes Bu çok değerli bir şey, bu işin bir parçası olmak istemeleri. Fikirlerini paylaşıyorlar, o fikirler bizde bazen farklı bir kafa açıyor; ondan yola çıkarak daha güzel olana ulaşıyoruz. Sürekli evrilen bir şey zaten.
Markaların dikkatini çekmeye başlamışsınızdır sanırım. Reklam teklifleri var mı?
Tolga Halihazırda görüşmelerimiz var ama şu anda net bir durum yok.
Enes Görüşmelerin neticelenmesini bekliyoruz.
Sinema filmi düşünüyor musunuz?
Enes Sinemayla ilgili de bir çalışmamız var. Şu anda hikaye ve sinopsis aşamasında. Daha önceden de konuştuğumuz bir konuydu sinema. Sürekli kafamızın içinde dolaşıyor. Şu anda ikili komedinin dinamiklerinin farkına vardığımız için daha yoğun kafa yoruyoruz. Bizi izleyenler tarafından “Bıyıklı ve sakallı” diye tanımlanmaya başladık.
Tolga Telefonda biriyle konuşurken “Sen hangisisin, bıyıklı mı sakallı mı?” diye soruyor.
Enes İşler Güçler’den, Leyla ile Mecnun’dan bu yana insanlara bir grup komedisi sirayet etmiş durumda. 3 Adam, Güldür Güldür, Batesmotelpro gibi Türkiye’de grup komedisinin sevildiğini gösteren işler var. Yeşilçam döneminde Ertem Eğilmez filmleri… Biz de bunu avantaj olarak kullanmaya çalışıyoruz. İkimiz arasındaki farklar, kontrastlar izleyicilere çekici gelebiliyor.
Bu röportajı okuyup “biz de yaparız abi” diyenler olacaktır. Böyle bir rekabet ortamından çekinir misiniz?
Enes Keşke olsa. Rekabet kesinlikle kamçılayan bir şey. İyi bir iş gördüğümüzde “biz daha iyisini yapmaya çalışalım” diyoruz. Tolga’yla birlikte çalışmaya başladığımızdan beri -8 yıldır- böyle bu.
————————————————————————————–
Videoları nasıl çekiyorsunuz? Neler kullanıyorsunuz?
Okaner Ertuğrul Genel olarak Canon EOS 5D Mark III ile çekiyoruz. Yine genellikle Canon EF 24-105 mm lens kullanıyoruz. Işık kullandığımız oluyor ama daha çok doğal ışıkla çekmeye çalışıyoruz; hiçbir ışık güneş ışığı kadar güzel değildir nihayetinde. Yaka mikrofonu kullanıyoruz. Adobe Creative Cloud üyeliğimiz var, kurguyu Adobe programlarıyla yapıyoruz. Kurgu zaten çok vaktimizi almıyor.
Ben sadece Yalan Dolan’ı değil, MediaKraft’ın diğer çekimlerini de yapıyorum, Arif Karagülle ile birlikte. Çekimi, kurguyu, ışığı her şeyi biz yapıyoruz. Önemli olan minimum zamanda, minimum imkanla iyi iş çıkarabilmek. Yazım ve oyun iyi olduğu sürece çekim tarafı bir şekilde halledilir. Böyle bir içeriği olan kişi akıllı telefonuyla çekip Movie Maker’da da kurgulayabilir; aslolan içeriktir.