3D yazıcılar üreten bir Türk şirketi: Sintertek

3D yazıcı sektörünün önde gelen firmalarından Sintertek’in kurucusu Eren Tigrel ile konuştuk. Tigrel, uluslararası arenada, şirketlerin kendilerini rakip olarak gördüğünü söylüyor.

Sintertek neler yapıyor? Hangi alanlar için neler üretiyor?

Sintertek, lazer tabanlı katmanlı üretim sistemleri yani sanayi tipi 3 boyutlu yazıcılar üretiyor.

Özellikle kalıp gerektiren sektörler, mimari ve inşaat maketleri, sağlık sektöründe yapılacak işleme göre prototipler, ev dekorasyon ürünleri, sanayi otomotiv ve hava-deniz sektörleri için her türlü yedek parça ve tekstil sektöründe ayakkabıdan kıyafete kadar her alanda kullanılabilen ürünler üretiliyor. Özellikle üretim tesislerinde, sisteme entegre edilebilen özel 3 boyutlu yazıcılar, üretim sürecini etkilemeden hızlıca işleyişe dahil olabiliyor. Bu özelliği ile de dünya pazarında ilk 3 sırayı zorluyor.

3D yazıcı teknolojisinin önemi nedir? Ne gibi avantajları var?

3 boyutlu yazıcılar kullandıkları farklı tip teknolojilere göre ayrışıyorlar. Masa tipi olan basit makineler de mevcut, bizim ürettiğimiz gibi sanayi tipi olanları da. Sintertek tarafından geliştirilen 3 boyutlu yazıcılar lazer tabanlı katmanlı üretim sistemi olarak adlandırılıyor. Toz malzemeyi katman katman dizerek ve üretilecek olan ürünün şekline göre lazer başlıkla malzemeyi birleştirerek üretim yapan bir teknolojimiz var. Bu teknoloji sayesinde mevcut üretim teknolojisi olan azaltarak veya yontarak yapılan üretim sistemleri yerine ekleyerek birleştirerek üretim yapabiliyorsunuz. En büyük avantajlarını sıralarsak; atık hammadde maliyetini minimuma indirmesi, az sayıda üretimin (ön seri üretim) maliyetini düşürmesi ve karmaşık geometrik şekillere (mevcut hiçbir sistemle mümkün olmayan yapılar) olanak sağlaması olarak sıralanabilir. Çıkan parçalar prototip olarak kullanılabileceği gibi, sahip olduğumuz teknoloji sayesinde nihai ürün olarak da kullanılabilmektedir. Yüzey kalitesi ve dayanıklılık açısından test edilen ürünlerimiz enjeksiyon yöntemiyle üretilen plastik ürünlerle birebir aynı kalitede çıkmaktadır. Ayrıca çıkan ürünler fonksiyoneldir yani dönen bir vida veya yay sitemi de ürün üzerinde çalışmaya hazır, entegre olarak üretilir.

Bir Türk şirketi olarak Sintertek’in 3D yazıcı teknolojisi ile ilgili ne gibi çalışmaları var?

BizTürkiye’de bu teknolojinin her alana yayılmasını, zaman, atık, maliyet gibi kalemlerde tasarruf edildiğini geniş kitlelere yaymayı planlıyoruz. Bu alanda çeşitli eğitimler ve workshoplar veriyoruz. Dünyadaki bu büyük gelişimi ülkemizde de yaygın hale getirmeye çalışıyoruz. Ama en önemli özelliğimiz ve dünyada takdir gören yaklaşımımız; üretim tesislerine uygun butik üretim yapıyor olmamız. Bir makinenin üretim tesisine entegre olması zaman ve maliyet olarak büyük bir sorundur. Biz üretim tesislerine anında adapte olabilecek sistemlerle makineleri üretiyoruz. Tüm bunların dışında da, makineyi almadan kullanılabilecek bir sistem kurduk. İnternet üzerinden bile 3 boyutlu görseli aldığımızda, 2-3 gün içerisinde ürünün boyutuna göre 1 ile 1000 adet arası üretim yapabiliyor ve her birinin üzerine farklı logo-isim gibi özellikler ekleyebiliyoruz.

Türkiye’de 3D ve maker dünyasını nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de masa tipi makineler çoğalıyor ve üniversiteler bu makinelerin düşük bütçeli olan versiyonlarını alıyor. Yani teknolojiye öğrenciler de ulaşabiliyor. Bu da demek oluyor ki yeni nesil mezunlar bu teknolojileri nerede nasıl kullanacaklarını bilerek yetişiyor. Büyük firmalar ve sanayiciler kendi bünyesinde prototiplemeden seri üretime geçmek için çalışmalara başladı ve makineden hizmet almak yerine kendi bünyelerine makine edinmeye başladılar. Bu sistemin avantajları anlaşılmaya başlandı. Önümüzdeki yıllarda kullanım alanlarının artacağı çok net görülüyor. Özellikle otomasyon, sanayi, promosyon sektörleri 3D yazıcı ile daha da gelişecek. Her şey hızlı ve kişiselleştirilmiş olacak.

Türkiye’de üretim yapmanın avantaj veya dezavantajları nelerdir? Yurtdışında çalıştığınız firmalar Türkiye’den olduğunuzu görünce nasıl tepki veriyorlar?

En büyük artılarımızdan biri, dünya devleriyle aynı anda gelişiyor ve şekilleniyor olmamız. Konferanslar, workshoplar ve toplantılar sayesinde onlarla farklı işbirlikleri içine girme şansını yakalayabiliyoruz. Başarımızı ispat ettiğimiz ve rekabete katkı sağladığımız için onore edici sözler duyuyoruz. Türk olmamıza şaşırdıklarını da ekliyorlar ve takdir ediyorlar. Ayrıca karşılıklı fikir alışverişinde bulunmaya olanak sağlıyorlar. Katmanlı üretimle ve butik makinelerimizle teknolojiye büyük katkı sağladığımızı görüyorlar. Hem teknoloji hem de sektör yeni gelişmekte olduğu için rekabet anlayışı da farklı bir boyut kazanıyor. Geleceğin teknolojisi ve büyük bir pazar olduğundan bizim yeniliklerimize ve sektörde olmamıza pozitif yaklaşırken, bir taraftan da kendilerine rakip gördükleri için çekinceleri olduğunu hissediyoruz. Bu da aslında hoşumuza gidiyor. Dünya devleri arasında rakip görülmek onore edici bir durum.

Not: Bu röportaj Stuff’ın Nisan 2016 sayısında, Doğanay Konalı imzasıyla yayımlandı.