Okumuş, eğitimli olmak yetmiyor… Metrekare başına en fazla dâhi ve yüksek eğitimli insanın düştüğü Silikon Vadisi, yüksek cinsiyet ayrımcılığı rakamlarıyla şaşırtıyor.
Ellen Pao. Kendisi Çin asıllı bir Amerikalı. Önce Princeton Üniversitesi’nden mühendis olarak çıkmış, ardından Harvard Hukuk Fakültesi’nden hukuk diploması almış, yetmemiş üstüne bir de MBA yapmış. Ancak ne yazık ki biz onu bu başarıları sebebiyle değil, 2012’de CEO olarak çalıştığı Reddit yıllarında, Silikon Vadisi’nin önemli isimlerinden, işvereni Kleiner Perkins’e açtığı ‘cinsiyet ayrımcılığı’ davası ile tanıdık. Pao, açtığı davayı kazanamadı ancak bu olay çok ciddi bir durumu gündeme taşımış oldu.
Pao’nun davasında ifade verenlerden biri olan Trae Vassalo tarafından birkaç ay önce yapılan bir anket bu sorunu bir kez daha gösterdi: Teknoloji dünyasında kadın- erkek eşitsizliği aslında oldukça sıradan bir durum.
Rakamlar hiç iç açıcı değil. Kadınların yalnızca %26 oranında varlık gösterebildiği Silikon Vadisi’nde çalışan kadınların yüzde 60’ı cinsel tacize uğruyor. Görüşülen 220 kadının %90’ı cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ifade ediyor. %87’si üstleri tarafından alçaltıcı söylemlere maruz kaldığını paylaşıyor. Birçok kadın ise, kariyerlerine negatif etki yaratabileceği endişesiyle bu tür durumları konuşmamayı tercih ettiklerini itiraf ediyor.
Vassalo, böyle bir anket araştırması yapma fikrinin, Pao davası hakkında konuştukları sırada, pek çok kadının benzer hikayeleri paylaşması ile çıktığını söylüyor ve ekliyor “En şaşırtıcı durum ise, erkeklerin kadınların yaşadıkları durumun farkında olmayışlarıydı. Bunu gündeme getirdiğimiz zaman çok şaşırdılar.”
“Nerd kız çocuğu yetiştirin”
Vadinin önde gelen isimlerinden bazıları, Pao’nun davasından çok daha önce bu soruna dikkat çekmeye başlamışlardı. Microsoft CEO’su Satya Nadella, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve Intel CEO’su Brian Krzanich konuşmalarında sıklıkla farklılıkların önemine dikkat çeken isimlerden bazıları… Facebook’ta Zuckerberg’den sonraki en güçlü yönetici konumunda olan Sheryl Sandberg, 2013 yılında yayımladığı ‘Lean In’ (Sınırlarını Zorla, Kadınlar, İş ve Liderlik İsteği) kitabıyla, bu cinsiyetçi vadinin tam ortasında ‘Feminizm’ kelimesini kullanma cesaretini gösterdi. Sandberg ‘Lean In’ projesi ile feminizmin öcü bir kavram olmadığını, kadın ve erkeklerin el ele kadın hakları için mücadele etmesi gerektiğini ve genç kadınların iş hayatında başarılı olabilmeleri için daha fazla teşvik edilmeleri gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Hatta bu konuda Mark Zuckerberg’i etkilemeyi başarmış olacak ki, Zuckerberg geçtiğimiz aylarda Facebook hesabından kendisine yorum yazan bir büyükanneye verdiği cevap ile duyarlılığını bir kez daha gösterdi. Darlene Loretto isimli bir kadın “Torunlarıma her zaman okullarındaki ‘nerd’ tiple randevuya çıkmalarını öğütlüyorum, çünkü onlar bir gün Mark Zuckerberg olabilirler!” yazınca Zuckerberg’in cevabı “Daha da iyisi, torunlarınızı okullarındaki ‘nerd’ tip olmaları için cesaretlendirin. Belki bu sayede bir sonraki başarılı buluşu onlar yapabilirler” oldu. (Yakın zamanda Max adında bir kız çocuğu sahibi olan Zuckerberg, bebek bakımının yalnızca kadın işi olmadığını düşündüğünden babalık izni alan ilk CEO da oldu.)
Cinsiyetçi uçurum sürerse kadınlar fırsatı kaybeder
Teknoloji dünyasından ilham verici bir başka kadın lider ise YouTube CEO’su Susan Wojcicki. Eğer Google’ın kurulma hikayesi hakkında az biraz bir şeyler biliyorsanız, şirketin kurucuları Larry Page ve Sergey Brin’in işe, bir garajda çalışma alanı kurarak başladıklarını duymuşsunuzdur. İşte bu garaj Susan Wojcicki’ye aitti! Yani o aslında en başından beri oyundaydı. Wojcicki de Silikon Vadisi’ndeki cinsiyet ayrımcılığına sıklıkla vurgu yapan isimlerden. Başarılı CEO, son olarak Huffington Post’ta yazdığı yazısında bu sorunu ele aldı ve detaylı çözüm önerilerine yer verdi. Wojcicki, “Eğer varolan bu cinsiyet uçurumu sürerse, bu, kadınların geleceğin en iyi iş fırsatlarını kaybedecekleri anlamına gelecek” diyor.
Silikon Vadisi’nde işler bu açıdan pek parlak değil. Her alanda olduğu gibi, teknoloji dünyasında da daha fazla kadına ve kadın lidere ihtiyacımız var. Çünkü gelecekte ‘kadın lider’ tanımı yerine, cinsiyet vurgusuna gerek kalmaksızın yalnızca ‘lider’lerden bahsedebileceğimiz bir dünyaya kavuşmaya gerçekten çok ihtiyacımız var. Son olarak sözü yine Susan Wojcicki’ye bırakalım çünkü o durumun vahametini en iyi şekilde özetliyor: “Kadınlar teknoloji dünyasında yer almazsa, içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük ekonomik ve sosyal değişimine katkıda bulunma ve etkileme gücünden mahrum kalacaklar”.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’müz kutlu olsun!
Bu makale Stuff’ın Mart 2016 sayısında Doğanay Konalı imzasıyla yer almıştır.